Mustafa İnci

Mustafa İnci

İğneyi kendimize çuvaldızı başkasına batıralım…

İğneyi kendimize çuvaldızı başkasına batıralım…

Malumunuz 24 Temmuz yani basında sansürün kaldırılışıdır. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti de 24 Temmuz’u ‘Gazeteciler ve Basın Bayramı’ olarak kutlanmasına karar vermiştir. Yani işin özü sansürün kaldırılmasıdır. Gazetelerin özgürce yayın yapması, gazetecilerin özgünce düşüncelerini gündeme getirebilmesidir. 2’inci meşrutiyet döneminde sansür kaldırıldı. Herkes bu düşüncede. Herkesin düşüncesine saygı duyuyorum…

Gelelim basında sansür kaldırıldı mı? sorusuna. Sizce basında sansür gerçekten kaldırıldı mı? ne dersiniz? Resmiyette kaldırıldı. Resmiyette sansür uygulanmıyor. Ancak günümüzde oto sansür deniler yeni bir kavram yerleşti. Yani ben bu haberi yaparsam başım ağrır. Şunu eleştirirsem işimden olurum gibi. İnsanlar kendi kendilerine oto sansür uygulamaya başladı. Türk Basınında sansür ne zaman kalkar biliyormusunuz?

Örneğin Türkiye’de ki iktidar ve muhalefetten örnek vererek bu konuyu açabiliriz. Mesela iktidar partisine yakın gazeteler ve televizyonlarda muhalefet ile ilgili olumlu haberler göremezsiniz. Muhalefete yakın gazete ve televizyonlarda iktidarla ilgili olumlu haberleri göremezsiniz. Ya da iktidara yakın gazeteler ve televizyonlar iktidarı eleştirmez, muhalefete yakın gazeteler ve televizyonlar muhalefeti eleştirmez. Peki bu olay sansür değimlidir?

Çok uzağa gitmeye gerek yok. Muğla’da ki yerel gazeteler, televizyonlar ne kadar özgür. Bu kurumlarda çalışan meslektaşlarım ne kadar özgür. Ya da ajansların, ulusal gazetelerin Muğla’da görev yapan temsilcileri ne kadar özgür. Her gün olmasa bile bazı dönemlerde ne kadar baskı altına alınmaya çalışılıyor. Yaptıkları bir haberden dolaydan karşılarına kimler dikiliyor. İnsanlar nasıl baskı altına alınmaya çalışıyor…

Bunları biz gazeteciler yaşıyoruz. Bundan sonra da yaşamaya da devam edeceğiz. Çünkü eleştiriye açık makamlarda oturan kişiler kendilerini eleştirenlere tahammül edemiyor. Durum böyle olunca suçluyu bulmakta çok kolay oluyor. Suçlu kim tabiî ki gazeteciler oluyor. Sürekli zan altında bırakılanlar gazeteciler oluyor. İnsanlar konuşurken ne söylediklerinin farkına varmıyor gazeteci o sözleri yorumlayınca kıyametler kopuyor…

Siyasetçiler, odalar, sivil toplum örgütleri, sendikalar, çevreciler aklınıza kim gelirse. Herkes derdini gazetecilere anlatır. Peki gazeteciler ne yapsın. Gazeteciler dertlerini sıkıntılarını kime anlatsın. Bu gün gazetecilerin hangi şartlarda hangi koşullarda çalıştığını biliyormusunuz? Başlıkta da dediğim gibi iğneyi kendimize çuvaldızı başkasına batırmamız lazım. Muğla’da üç tane gazeteciler cemiyeti bulunuyor. Ve üç cemiyet bir araya gelip 24 Temmuz basın bayramıyla ilgili ortak bir etkinlik dahi yapamıyor…

Kendi cemiyetlerimizin yapamadığını başka kurumlardan beklemek pek doğru olmaz. Neyse ben buradan görev yapan tüm gazeteci arkadaşlarımın 24 Temmuz basın bayramını kutluyorum. Umarım bir gün biz gerçek anlamda 24 Temmuz Basın Bayramını kutlarız.

Bu yazı toplam 1032 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Mustafa İnci Arşivi
SON YAZILAR