2026’ya sayılı günler kala sahil için net bir vizyon şart

Bu yıl artık “bekleyip görelim” değil; “hazırlanıp kuralım” zamanı.

Paşatarlası’ndan başlayıp Kumbahçe’ye kadar uzanan sahil, Bodrum’a gelen turistin ilk gördüğü yer.

Bu nedenle sahilin estetiği, düzeni ve kamu kullanım hakkı; turizm kalitesinin de temel ölçütüdür.

Geçen sezon plajdaki şemsiye karmaşası hafızalara kazınmıştı.

Bu sezon tüm sahilde tek model ve tek renkte şemsiyelerin kullanılacağı yönündeki beklenti, sahil görseli açısından doğru bir adım olacaktır.

4 metre kamu hattı dalgada eridi: Yeniden hesaplanmalı

“Vatandaş lehine 4 metre” kuralı kağıt üzerinde doğruydu; fakat dalga boyu dikkate alınmadığı için uygulamada çöktü.

Bu sezon gerçek çözümler için şu sorular yanıtlanmalı:

Sınır yeniden çizilecek mi?

Dalga hareketleri hesaba katılarak genişletilecek mi?

Dinamik kıyı çizgisi uygulanacak mı?

Aksi halde sahilde yine aynı tartışmalar yaşanacak.

Sahil işletmelerinde disiplin şart

Bu yaz sahilde en sık duyacağımız soru şudur:

“Kamu alanı gerçekten halkın mı olacak, yoksa kıyıyı ele geçirme yarışı mı başlayacak?”

-Ecrimisil ödeyen işletmelerin hakkı korunurken, bu hakkı kötüye kullanıp sahil alanlarını illegal yolla başkalarına devredenlere yaptırım uygulanacak mı?

Plaja servis izni olan ve olmayan işletmeler arasında net bir ayrım yapılacak mı?

Yasal saatten sonra alkol satışına göz yumulacak mı?

Bodrum’un kaderi, bu soruların sahadaki karşılıklarına bağlı.

Atatürk Anıtı’nı kapatan servis alanları ne olacak?

Bunları yazdığım için yine tepkilere hedef olacağımı biliyorum, fakat susmayacağım.

Kumbahçe’de Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün anıtını adeta perdeleyen büyüklükte servis alanları oluşturan iki işletme var.

Bu sadece estetik bir sorun değil; saygı meselesidir.

Bir Atatürkçü gazeteci olarak bu konunun takipçisi olacağım.

Bu alan daraltılana ve anıtın görünürlüğü sağlanana kadar yazmaya devam edeceğim.

Azmakbaşı’nda kuma kadar uzayan servis işgallerine çözüm gelecek mi?

Başka bir ciddi sorun ise Azmakbaşı sahilinde işletmelerin servis alanlarını kuma kadar uzatması.

Bu uygulama:

-vatandaşın denize erişimini engelliyor

-kıyı hakkını ihlal ediyor

-kumul ekosistemine zarar veriyor

Bu sezon bu işgaller için nasıl bir denetim uygulanacağı merak konusu.

Kamu alanı ticari alana dönüşmemeli.

Trafik düzeni umut verdi; şimdi gözler sahilde

Başkan Tamer Mandalinci’nin Fen İşleri ekibiyle birlikte iş makinesinin üzerinde asfalt döktüğü görüntüler, trafiğe karşı verilen kararlılığın sembolüydü.

150 metre alanda 1.500 metrekare asfalt dökümü, yeni bağlantı yolları, kavşak düzenlemeleri…

Bu iradenin sahilde de görülmesini beklemek hakkımız.

Kaymakam ile verilen sözün zamanı

Kaymakam Ali Sırmalı ile ilk tanıştığımızda karşılıklı bir söz vermiştik:

“Daha iyi bir Bodrum için herkes üzerine düşeni yapacak.”

Ben üzerime düşeni yazmakla, uyarmakla, takip etmekle yapıyorum.

Şimdi bu sözün sahile yansımasını görmek istiyorum.

Beklentimiz net: düzen görmek istiyoruz

Bu yaz Bodrum’a inen vatandaşın içinden şu cümleyi geçirmesini istiyoruz:

“Vay be, geçen sene burası darmadağınıktı; şimdi düzen var!”

Sahilde kavga değil huzur, trafikte öfke değil akış, kamu alanında işgaller değil hak görmek istiyoruz.

Bodrum bunu hak ediyor.

Ve belki de gerçekten farklı bir sezonun başlangıcındayız.