Atatürk: Yoktan Var Edilen Bir Ulusun Ölümsüz Lideri

87 yıl geçti, ama o hâlâ yolumuzu aydınlatıyor…

Bugün, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, büyük devlet adamı ve askerî dehası Mustafa Kemal Atatürk’ü, ebediyete uğurlayışımızın 87. yılında saygı, özlem ve minnetle anıyoruz.

Her 10 Kasım sabahı, sirenler çaldığında durup düşündüğümüzde, sadece bir insanı değil, bir ulusun yeniden doğuşunu da anıyoruz. Çünkü Atatürk, Osmanlı’nın enkazı altında ezilmek üzere olan bir halktan, modern dünyanın onurlu bir üyesini yaratmış bir liderdir.

Bir Askerden Devlet Kurucusuna

Atatürk, Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş döneminde yetişmiş bir askerdi.
Ancak onu farklı kılan, cephede kazandığı zaferlerden çok, savaş meydanlarından doğan bir barış vizyonuydu.
Sakarya’da, Dumlupınar’da kazandığı zaferlerin ardından, süngüyü bir kenara bırakıp kalemi eline aldı.
O kalemle, sadece bir ülkenin sınırlarını değil, bir milletin geleceğini çizdi.

“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” derken, yüzyıllarca süren bir monarşi düzeninden çağdaş, laik ve demokratik bir cumhuriyete geçişin temel taşını koyuyordu.

Yoktan Var Edilen Bir Millet

Cumhuriyet’in kuruluşu sadece bir rejim değişikliği değildi; bir zihniyet devrimiydi.
Okuma yazma oranının yüzde onun altında olduğu, sanayisi ve sermayesi olmayan bir ülkede Atatürk, “en büyük eserim” dediği Cumhuriyet’i kurdu.
Kadın-erkek eşitliği, eğitim reformları, hukuk devrimi ve çağdaşlaşma hedefiyle, Anadolu’nun her köşesinde bir uyanış başlattı.

O, savaş meydanlarında kazandığı zaferleri, inkılaplarla taçlandırdı.
Yani Atatürk’ün büyüklüğü, sadece geçmişi kurtarmasında değil, geleceği inşa etmesindeydi.

Dünyaya İlham Veren Lider

Atatürk’ün adı, sadece Türkiye’nin tarihinde değil, insanlık tarihinde de onurlu bir yere sahiptir.
Sömürge altındaki milletlere “Bağımsızlık benim karakterimdir.” sözleriyle ilham verdi.
Bugün hâlâ birçok ülkenin tarih kitaplarında, onun liderliği “modernleşmenin öncüsü” olarak anlatılır.

Bir imparatorluğun küllerinden doğan Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk’ün ileri görüşü sayesinde çağdaş dünyada yerini aldı.
O miras, bugün hâlâ bize ışık tutan bir meşale gibi yanıyor.

Emanet: Türkiye Cumhuriyeti

Atatürk, ölümünden kısa bir süre önce, “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır; fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” diyerek, milletine en büyük mirasını bıraktı: Cumhuriyet’i.

Bu miras, sadece bir yönetim biçimi değil; bir bilinç, bir sorumluluk, bir vicdan emaneti.
Bugün bu emaneti korumak, sadece siyasetçilerin değil, her yurttaşın görevidir.

Ölümsüz Lider Mustafa Kemal Atatürk

Atatürk, bir dönemin değil, her dönemin lideridir.
87 yıl sonra bile hâlâ kalbimizde, düşüncelerimizde ve cumhuriyetimizin temelinde yaşıyor.
O’nu anlamak, sadece geçmişe saygı değil, geleceğe borcumuzdur.

Ne mutlu Türk’üm diyene.”