Son günlerde sosyal medyada utanç verici bir tabloyla karşı karşıyayız. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve onun kurduğu laik, demokratik, çağdaş Cumhuriyet’e yönelik hakaretler, iftiralar ve cehalet dolu saldırılar adeta organize bir şekilde sahneye sürülüyor.

Daha 10 Kasım’ın üzerinden birkaç gün geçmişken, milletçe saygı ve minnetle andığımız Büyük Önder hakkında bu kadar kirli ve karanlık söylemlerin ortaya çıkması, yalnızca bireysel cahilliklerin değil, toplumsal bir çürümenin de işaretidir.

Karanlık Yorumlar, Aynı Kaynaktan Beslenen Bir Zihniyet

Bu paylaşımları buraya taşımamın sebebi, onları örnek diye büyütmek değil;
toplumda nasıl bir cehalet, nasıl bir düşmanlık ve nasıl bir kara propaganda iklimi oluştuğunu göstermek içindir.

Atatürk’e hakaret edenlerin ortak özelliği var:
Tarihi bilmezler.
Belgeleri bilmezler.
Osmanlı’nın nasıl çöktüğünü bilmezler.
Vahdettin’in İngiliz gemisiyle kaçtığını bilmezler.
Cumhuriyet’in hangi enkazın üzerine kurulduğunu bilmezler.

Bilmedikleri gibi, bilmek de istemezler.

Çünkü amaçları öğrenmek değil;
Atatürk’ü karalamak üzerinden Cumhuriyet’e saldırmaktır.

Devletin de Milletin de Görevi Açık: Bu Saldırılara Dur Demek

Şu açık bir gerçektir:

Atatürk’e yapılan her hakaret, Türk milletine yapılmış sayılır.
Bu nedenle savcıların, devlet kurumlarının ve hukuk mekanizmasının bu saldırıları cezasız bırakamaması gerekir.

Cumhuriyet, bu toprakların geleceğidir.
Atatürk, bu ülkenin ortak değeridir.
Hiç kimse, hiçbir grup, hiçbir ideoloji bu değere dil uzatma hakkına sahip değildir.

Aydınlık Yüzler, Bu Milletin Gerçek Çoğunluğudur

Her şeye rağmen umut vardır.
Bugün sosyal medyada bağıran birkaç karanlık sesin karşısında;
milyonlarca Cumhuriyet sevdalısı, Atatürk aşığı, vatanına ve tarihine sahip çıkan insan vardır.

Anıtkabir’e akan yüzbinler, 10 Kasım’da sirenlerle duran sokaklar, Atatürk’ün adını duyan çocukların gözündeki ışık…
Bunlar bu ülkenin gerçek fotoğrafıdır.

Karanlık birkaç kişinin sesi gür çıkabilir,
ama Türkiye’nin kalbi aydınlıktır.

Bu Millet Atatürk’e Sahip Çıkmayı Bırakmaz

Bugün Atatürk’e dil uzatanlar büyük bir yanılgı içindedir.
Sanıyorlar ki Cumhuriyet zayıflar…
Sanıyorlar ki millet unutur…
Sanıyorlar ki bu ülke karanlığa teslim olur…

Oysa gerçek şudur:

Cumhuriyet’in ışığı, cehaletin karanlığından daha güçlüdür.
Atatürk’ün mirası, nefretin sesinden daha yüksektir.
Ve bu ülkenin insanı, Atatürk’e sahip çıkmayı asla bırakmaz.

Birileri karanlığı büyütmeye çalışsa da,
Türkiye’yi aydınlatanlar daima Atatürk’ün izinden gidenler olacaktır.

Tandoğan Uysal