Okurun Vizesi Olmadan Olmaz
Bodrumlulara soruyorum: Yazılarımı sürdüreyim mi, yoksa artık nokta mı koyayım?
Neden bu soruyu sizlere yöneltiyorum? Çünkü bazen bir Gazeteci-Yazar da dönüp okuruna özeleştiri yapmak zorundadır. Neticede yazmak, sadece kalem oynatmak değil; karşılık bulmadığında boşa havanda su dövmektir.
Bir Çelişki: 800 Bin Kişi ve Tepkiler
Bodrum Gündem ile başlayan, Bodrum’dan Muğla’ya uzanan yazı serüvenim, meslektaşım Çiçek Yaman Bozoğlu’nun verdiği istatistiklere göre 800 bin kişiye kadar ulaşmış. Ama aynı Çiçek Hanım’ın söylediğine göre en çok tepki çeken yazar da benmişim.
Peki o halde soruyorum: Hem en çok okunan olmak hem de en çok eleştirilen olmak çelişki midir, yoksa yazının doğasında olan bir cilve midir?
Siyasetçiler Gibi, Gazeteci-Yazar da Milletine Döner mi?
Siyasiler sıkışınca “sine-i millete dönüyoruz” der. Ben de ironik bir yol deneyerek aynı soruyu kendime soruyorum: Bir Gazeteci-Yazar da sine-i millete döner mi? Yani kalemi bir kenara bırakıp, “milletin vicdanına” müracaat eder mi?
Aslında neden olmasın? Bizim işimiz de siyasetten farklı değil. Yazdıklarımız da bir tür oy pusulası… Kimisi artı, kimisi eksi haneye yazılıyor. Sonunda karar okurun: Devam mı, tamam mı?
Virgül mü, Nokta mı?
Şimdiye kadar Bodrum ve Muğla üzerine yazdıklarım sizler için bir değer taşıdıysa, bu bana verilecek “karne notu”nun karşılığıdır. Sizden alacağım cevap, benim için bir virgül mü olacak, yoksa kesin bir nokta mı koyacak, işte onu merak ediyorum.
Okur tarafından sınanmak bir “vize” almak gibidir. O vizeyi alabilirsem, belki daha uzun bir yolum var. Alamazsam, kalemi bırakıp sessizce sine-i millete dönerim.
Teşekkür ve Saygı
Şimdiden vereceğiniz yanıtlar için teşekkür ederim. Çünkü bir Gazeteci-Yazar için de, en sonunda dönüp yüzünü halka çevirmekten daha gerçek bir pusula yoktur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.