Bodrum bugün önemli bir eşiktedir.
Bir meclis üyesi üzerinden başlayan süreç, doğal olarak belediyeyi de hedef alan bir algı operasyonuna dönüşme riski taşıyor.

Tam da bu yüzden sözümüz net olmalı:

Gün, Bodrum Belediyesi’ne ve Tamer Mandalinci’ye sahip çıkma günüdür.

Herkesin bir şey söylediği, bilgi kirliliğinin siyasete gölge düşürmeye çalıştığı bugünlerde;
Bodrum Belediyesi’ne, Başkanına, yönetimine ve yüce meclisine sahip çıkmak, saygınlığına leke düşmemesine özen göstermek ve yan yana durmak zorundayız.

Bu bir kişi meselesi değildir.
Bu, halkın iradesine, kurumsal onura ve demokrasiye sahip çıkma sınavıdır.

Ve unutmayalım:

Bu bir demokrasi sınavıdır. Bodrum bunu da aşacak güce sahiptir.

Şimdi soru şudur:
Peki Tamer Mandalinci bu krizi nasıl yönetmeli?

1. Dimdik ve Yan Yana Durarak

Bodrum Belediyesi bu süreçte parçalanarak değil,
kol kola ve dimdik durarak ilerlemelidir.

Bu operasyonun sonuna kadar, kurumuna sahip çıkan bir belediye fotoğrafı verilmelidir.

Bodrum yıllardır pek çok fırtına gördü.
Bu da geçer, ama duruş geçmez.

2. Şeffaflıkla, Savunmaya Sıkışmadan

Şeffaflık, savunma psikolojisi değildir.
Tam tersine, özgüvenin göstergesidir.

Ne yapılıyorsa açık olacak.
Ne biliyorsak kamuoyuyla paylaşılacak.

Kuşku, açıklıkla biter.
Dedikodu, bilgiyle ölür.

3. Kurumsal İradeyi Öne Çıkarmak

Bu mesele kişisel bir savunma değildir.
Bu, kurum savunmasıdır.

Belediye yönetimi, meclis, teknik kadrolar; herkes tek ses, tek duruş ile hareket etmeli.
Kurum gücünü göstermek moral kazandırır; moral de güven doğurur.

4. Halkla Bağı Güçlendirmek

Bodrum halkı hiçbir zaman seyirci olmaz.
Bodrum’da kriz yönetimi, kapı kapatarak değil, kapı açarak yapılır.

Mahalle toplantıları, şeffaf bilgilendirme, basınla düzenli iletişim…
Bu süreç Bodrum’la birlikte yürünür.

5. Soğukkanlılık ve Sahicilik

Bu dönem öfkeyle değil, olgunlukla yönetilir.
Popülizme değil, devlet terbiyesine ve yerel kültüre yaslanarak.

Bu şehir neyin samimi olduğunu bilir.
Gösterişi değil, sahiciliği sever.

Bu Kriz Bodrum’u Korkutmaz, Kenetler

Bugün Bodrum’un önündeki görev çok açık:

İddiaların hukuk önünde sonuna kadar gitmesi sağlanmalı,
ama belediye kurumunun ve halkın iradesinin üzerine gölge düşürülmesine asla izin verilmemelidir.

Bodrum Belediyesi dimdik duracak.
Halkıyla yan yana duracak.
Ve bu sürecin sonucunu başını öne eğmeden, göğsünü gere gere karşılayacak.

Çünkü Bodrum yıkılarak değil,
yan yana durarak var olmuştur.

Ve unutulması:

Bodrum’u yokuşta yürüyenler kurdu.
Yokuşu görünce vazgeçenler değil.