Açıklanan yeni il yönetimi, alışılmışın çok üzerinde bir kalabalığa sahip. Bu tablo bize iki şey söylüyor:

Birincisi, parti içindeki kırılmaları azaltmak için “kimseyi dışarıda bırakmama” stratejisi uygulanmış.

İkincisi, teşkilatın Muğla genelinde geniş bir tabana yayılmak istediği açıkça gösterilmiş.

Ancak siyasette kalabalık, her zaman güç anlamına gelmez.

Kimi zaman dağınıklığın habercisidir.

“Yeni Yüzler… Peki Yeni Siyaset?”

Listede daha önce adını pek duymadığımız, kamuoyuna yabancı birçok isim var. Bu, partinin Muğla’da bir yenilenme hamlesi yapmak istediğinin işareti.

Fakat yeni yüzler her zaman yeni siyaset anlamına gelmez.

Esas soru şu: Bu yeni kadro, Muğla’nın gerçek sorunlarıyla yüzleşebilecek mi?

“Muğla’nın Zor Sosyolojisinde İnce İşçilik”

Muğla, Türkiye’nin en kendine özgü siyasi yapılarından birine sahip.

Kıyı ilçeleri muhalefetin güçlü olduğu bölgeler, kent merkezinde ise seçmen davranışı yıllardır istikrarlı.

Bu nedenle AK Parti’nin Muğla’da başarı elde etmesi, yalnızca liste açıklamakla değil, sahada ciddi ve sürekli bir çalışmayla mümkün olabilir.

Yeni yönetim bu ince işçiliği yapabilecek mi, zaman gösterecek.

“Yeniden Başlangıç mı, Yeni Bir Deneme mi?”

Liste, bir iddia taşıyor:

“Yenileniyoruz, yayılıyoruz, güçleniyoruz.”

Ancak bu iddianın gerçek olup olmayacağı, yönetimin sahada göstereceği performansa bağlı.

Muğla gibi zorlu bir ilde, yönetim kadrosunun enerjisi değil, istikrarı belirleyici olacak.

“Vitrin Güzel… Saha Belirleyecek”

Yeni il yönetimi, ilk bakışta umut veren bir yenilenme görüntüsü sunuyor.

Ama siyasette en güzel listeler bile sahada karşılık bulmazsa anlamını kaybeder.

Bu nedenle AK Parti’nin Muğla’daki yeni yönetimi için kritik soru belli:

Bu liste bir başlangıç mı, yoksa sadece bir vitrin mi?

Cevabı çok yakında, sokakta, sahada ve Muğla’nın gerçek gündeminde göreceğiz.