TANDOĞAN UYSAL
Siyaset Sahaya İndi, Bodrum’da Camlar Kırıldı
“Terörsüz Türkiye” hedefiyle başlatılan siyasi görüşmeler, kâğıt üzerinde umut verici duruyor. Kim itiraz edebilir? Ancak siyaset sadece masalarda konuşulmuyor; sokakta, tribünde ve günlük hayatın içinde de yankı buluyor. İşte tam da bu yüzden, atılan her siyasi adımın toplumsal karşılığına bakmadan yapılan iyimser okumalar, bizi gerçekle yüzleşmekten alıkoyuyor.
Dün Bodrumspor – Amedspor arasında oynanan ve 0–0 biten maç, bunun en güncel örneği oldu. Sahada futbol adına konuşulacak fazla bir şey yoktu. Ama tribünde ve saha dışında yaşananlar, Türkiye’nin önündeki yolun hiç de düz olmadığını gösterdi.
Tribünden Sokağa Taşan Öfke
Maç sırasında başlayan gerginlik, maç bitimiyle birlikte tribün sınırlarını aştı. Taşlar, sopalar havada uçuştu, otobüs duraklarının camları kırıldı. Olayların önemli bir bölümü Bodrumspor Taraftarlar Derneği önünde yaşandı. Bu tablo, artık meselenin futbol olmaktan çıktığını açıkça gösteriyor.
Burada altı çizilmesi gereken nokta şu:
Bu yaşananlar, bir “maç sonrası sinir boşalması” değil; siyasetin spora ve sokağa sirayet etmesinin doğrudan sonucudur.
Güvenlik Eşliğinde Ayrılış
Amedspor taraftarlarının geldikleri otobüslere yoğun güvenlik önlemleri altında bindirilmesi, hatta bu sırada zaman zaman zorluklar yaşanması, tansiyonun ne kadar yüksek olduğunun bir başka göstergesi oldu. Eğer bir şehirde, bir futbol maçından sonra taraftarlar bu şekilde uğurlanıyorsa, ortada ciddi bir toplumsal gerilim var demektir.
Bu İlk Değil: Bursaspor – Amedspor Dosyası
Bu tabloyu anlamak için hafızayı biraz geriye sarmak yeterli. Bursaspor – Amedspor maçları, uzun süredir Türk futbolunun en problemli karşılaşmaları arasında yer alıyor.
-Tribünlerde siyasi sloganlar.
-Sahaya atılan maddeler,
-Maçların sık sık güvenlik gerekçesiyle durması,
-Uzun cezalar, seyircisiz maçlar ve ağır yaptırımlar…
Yani mesele yeni değil. Bodrum’da yaşananlar, bu zincirin son halkası.
Güzel Hedef, Zor Gerçek
“Terörsüz Türkiye” hedefi elbette kıymetlidir. Ancak şu gerçek görmezden gelinemez:
Bu sürecin sancıları, bugün tribünlere, yarın sokaklara taşacak kadar güçlüdür. Toplum bu dönüşüme hazır mı? Tribünler bu yükü taşıyabilecek bir olgunlukta mı? İşte asıl sorular bunlar.
Futbol, bu ülkede sadece futbol değildir. Tribün, siyasetin nabzının en hızlı attığı yerdir. Orada yükselen her slogan, sokakta yankı bulur. Dün Bodrum’da kırılan camlar, bunun küçük ama net bir işaretidir.
Bodrum’da Yaşananlar…
Masada konuşulan barış dili ile tribünde yükselen öfke dili arasındaki uçurum kapanmadan, “kolay günler” beklentisi gerçekçi değildir. Bodrum’da yaşananlar bize şunu söylüyor:
Hedef güzel…
Ama yol taşlı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.