Zübeyda Fellahoğlu

Zübeyda Fellahoğlu

SONUÇLARINA KATLANMALISINIZ

Aidiyet Duygusu, Kırılmalar ve Sonuçları

Seçimlere 50 gün kaldı. Siyasi partilerin doğal olarak iktidar olma gibi temel hedefleri var.

Böyle hedefleri yoksa, kendilerini inkar etmiş olurlar.

Bu hedefe ulaşmak için siyasi partiye düşen görev, üyeleri arasındaki bağı kopartmadan güçlendirerek, sürdürülebilir bir çoğunluğu bir arada tutabilmek, başarısını yakalayabilmek gerekir.

Bunu sadece siyasi partilerin liderleri ile yapmak mümkün değil tabiî ki.

Siyasi partilerin teşkilatları, il başkanları başta olmak üzere bütün yönetimleri, kadın ve gençlik kolları, ilçe teşkilatları da aynı hedefe ulaşmakta kullanacakları önemli enstrümanlardan biri, Aidiyet Duygusunu güçlü kılmak, bu duygunun sürdürülebilir bir şekilde yaşanmasını sağlamak durumundalar.

Peki nedir Aidiyet Duygusu?

Her zaman avantajlı bir durum mudur?

Elbetteki hayır.

Öncelikle aidiyet duygusunun ne olduğu, tarihsel süreçte bu duygunun avantaj ve dezavantajlarına kısaca açıklık getirelim.

Psikoloji eğitimi alanlar çok daha iyi bilirler ki;

Bütün canlılar gibi insanlarda dürtüler ile donatılmış olarak dünyaya gelirler ve varlıklarını sürdürürler.

Aidiyet duygusu; Canlıları içinde yaşadıkları zorlu doğa koşullarında daha başarılı olabilmeleri için içgüdüsel olarak birlik-beraberlik içinde yaşamaya, toplumsallaşmaya, sosyalleşmeye, zorlayan duygu yada dürtülerin bir tezahürü dışa vurumudur.

La Founten'den Massalar, bu duygu yada dürtünün örnekleri bulunabilir.

Birbirlerini tanımayan, birbirleriyle ilişkisi olmayan insanlar, aidiyet duygusu doğrultusunda birbirleriyle aidiyet bağları kurarlar.

Siyasi parti üyeliği de böyle değil midir.

Üyesi olduğun partinin başta illerdeki üyeleri ile kurulan bağ, aidiyet duygusunun tezahürü sonucudur.

Aidiyet duygusunun diğer bir tezahürü, BEN değil, BİZ diyebilmek.

Siyasette bu kavram çok çok önemlidir. İnsanları bir arada tutar.

Aidiyet duygusunu sürdürülebilir tutabilmek, siyasi partilerin il başkanları başta olmak üzere tüm yöneticilerin birinci görevi olmalıdır.

Ancak bizler bunu görebiliyor muyuz?

Bu durum halen devam ediyor mu?

Evet; Muğla'da yaşanan olaylar, gelen şikayetler çoğunlukla dinlenmediklerini, randevu bile almakta zorlandıklarını, muhatap bulamadıklarını, daha da kötüsü partinin bir üyesi olarak ötekileştirildiklerini, değersizleştirildiklerini belirtmeleri yönünden.

Peki bu yöneticilere sormak gerekmiyor mu?

Seçimlerde 1 oyun bile çok kıymetli olduğu düşünülürse;

Sen ne yapıyorsun, üyelerin nereye savruldular?

Geçmişte cinsiyetlerinden, yaşam biçimlerinden dolayı insanları ötekileştiren yöneticilerin kazanmak gibi bir çabasının olmadığı aşikar.

Bu yazı toplam 8 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Zübeyda Fellahoğlu Arşivi

"Doğru Yap Güvenli Hale Getir"

20 Eylül 2024 Cuma 09:53

KARANLIK ÜÇLÜ

25 Ocak 2021 Pazartesi 13:24

İradeni Kullanabiliyor musun?

13 Ocak 2021 Çarşamba 12:27

Biz bu resmi çok özlemiştik

21 Temmuz 2020 Salı 15:42

BU TOPRAKLARI TANIMAZSANIZ!!

19 Mart 2019 Salı 05:40

El İnsaf, Biraz Vicdan

18 Şubat 2019 Pazartesi 09:16

 NİHAYET OLDU

14 Şubat 2019 Perşembe 08:33

ŞU SORULARA CEVAP BULMALISINIZ

12 Şubat 2019 Salı 05:38

YUMURTA KAPIYA DAYANDI

08 Şubat 2019 Cuma 05:27