Bodrum Limanı’nda nesli tükenme tehlikesi altındaki Mavi Yelken Balığı’na zıpkın atıldı. Dünyanın en hızlı deniz canlısı olan bu nadide tür, Bodrum’un ortasında hoyratça hedef alındı. Bir balığın yaşamı çalındı belki ama aslında asıl kayıp Bodrum’un onurudur.

Mandalinci’nin Sahiplenişi

Olayın ardından Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci, sert bir açıklama yaparak konunun takipçisi olacağını duyurdu. Bu, yerel yönetim adına doğru bir tavırdır. Ama burada sormamız gereken soru şudur: Bir belediye başkanının görevi balık korumak mıdır? Yol, su, altyapı gibi konularla boğuşması gerekirken Mandalinci, doğaya karşı işlenen suçlarda da ön safta yer almak zorunda kalıyor. Çünkü Bodrum’da halkın büyük bölümü hâlâ doğaya sahip çıkma bilincinden uzak.

Halkın Sessizliği

Olay limanın göbeğinde yaşandı. Etrafta onlarca kişi vardı. Kaç kişi tepki gösterdi? Kaç kişi o anda engel olmak için harekete geçti? Cevap belli: Neredeyse kimse. Çünkü toplumumuz doğa söz konusu olunca seyirci kalmayı tercih ediyor. Selfie çekerken kalabalıklaşan kitle, bir balık ölürken sus pus oluyor. İşte Mandalinci’nin yalnızlığı da burada ortaya çıkıyor: Bodrum’u korumak belediye başkanına kalıyor.

12 Bin Lira ve Bir Vicdan

Suçluya kesilen ceza 12 bin küsur TL. Bodrum’un lüks mekânlarında bir akşam yemeği hesabı kadar. Bu mudur doğa katlinin bedeli? Böyle giderse, doğaya zarar vermek isteyen herkes “cezasını öder, yoluna bakar.” Bu mantıkla caydırıcılık sağlanabilir mi?

Asıl Tehlike

Bu olay yalnızca bir balığın öldürülmesi değil, Bodrum’un geleceğine sıkılmış bir kurşundur. Çünkü doğasını, denizini ve canlılarını koruyamayan bir Bodrum’un turizmde, kültürde, hatta yaşam kalitesinde ayakta kalması mümkün değildir.

Tamer Mandalinci ya diğerleri

Bugün Tamer Mandalinci, Bodrum’un doğasını savunmak için tek başına öne çıkıyor. Yarın ne olacak? Balığı da, denizi de, ormanı da yalnızca Mandalinci mi koruyacak? Halk nerede, sivil toplum nerede, duyarlı kesimler nerede?

Mavi Yelken Balığı Bodrum’da bir daha belki hiç görünmeyecek. Ama onun hikâyesi bize şunu hatırlatıyor: Doğayı korumazsak, Bodrum’un mavisi yalnızca fotoğraf albümlerinde kalacak.