Zübeyda Fellahoğlu

Zübeyda Fellahoğlu

İŞSİZLİK PSİKOLOJİSİNİN GETİRDİKLERİ

İŞSİZLİK PSİKOLOJİSİNİN GETİRDİKLERİ

Gün geçmiyor ki TV kanallarında cinnet geçiren çiftçi-esnaf-evkadını-işsiz haberleri almayalım.

Durum nedir?

Bu insanlar neden kendilerine yada yakınlarına zarar verirler.

Bu nedenle işsizlik psikolojisi üzerinde detaylı durmak istedim.

Öncelikle Türkiye’de 15-64 yaş arası nüfusun ne olduğuna bakalım isterseniz.

2017 sayımlarına göre; 15-64 yaş arası nüfus 54-55 milyon arasında.

Kadın ve erkek nüfusu ise birbirine oldukça yakın.

Bu yaş bandındaki;

Erkek nüfus 27 milyon 700 binlerde,

Kadın nüfus ise 27 milyon 100 binlerde.

Bu yaş grubu ekonomide üretken bir yaş grubu olarak tanımlanır. Bu yaş aralığında işsizlik oranı yaklaşık yüzde 10-11’lerde.

Bu da demek oluyor ki, 6 milyon çalışan-üreten birey bu alandan uzaklaşmış atıl durumda.

*Peki bu  6 milyon kişi ne yapar?

*Nasıl yaşar?

*Çevresini ve kendini nasıl etkiler?

*Özellikle şu enflasyon ortamında ne yapar?

Bu sorulara cevap aramak, her siyasetçinin (yerelden-genele), her adayın, her bu konuda akademisyen olanın, her yöneticinin (yerelden-genele) görevidir.

Yukarıda çıkardığım fotoğrafa baktığımızda göreceğimiz tabloyu değiştirmek, gerek makro resim, gerek mikro resimle ilgili tedbirler almak Ekonomi yöneticilerinin-ekonomi STK’larının en temel görevidir.

Herkes seçim derdinde olduğu için yalnızca yukarıda ekonomi kurmayları (ilgili Bakanlar-MB Başkanları-Sn.Cumhurbaşkanı) tedbirler konusunda çalışmalar başlattı. İnşallah alınan önlemlerin kısa sürede piyasalara olumlu etkisi yansır.

***      ***      ***

İsterseniz hem çalışma ekonomisi endüstriel ilişkiler eğitimi almış, hem de psikoji alanında yaptığım uzun çalışmalara dayanarak işsizlik psikolojisi üzerinde  duralım.

İşsizliğin ; Birey üzerinde yarattığı sıkıntılar sadece maddi sıkıntı anlamına gelmiyor.

İşsiz kalan bireyde, psikolojik ve fiziksel sorunları peşi sıra görmek mümkün.

Düşünün bir kere, günün büyük bir bölümünü kaplayan işiniz elden gidince önce boşluğa düşersiniz.

Ardından çalışmayan insan kendini değersiz ve işe yaramaz hissedebiliyor.

Bir de iş arama süreci uzayacak olursa bu durum hem sizi, hem de çevrenizi etkileyecektir. Aile için ciddi stres kaynağı olacaktır. Bu durum işsiz birey için sosyal hayattan, arkadaşlık ilişkilerinden, düzenli yaşamdan da mahrum kalmak demektir.

Yaşamı sürdürebilmek için Maslovun ihtiyaçları pramidinde belirtildiği gibi, temel-fiziksel ihtiyaçların (beslenme-barınma gibi) karşılanması tehlikeye girecek.

Bunların yanı sıra özgüven ve yaşama sevinci kaybedilecektir.

Bunlardan daha önemli olan bir şey çalışma sırasında kazanılan değerlilik duygusu ve geleceği kurma umudunun da kaybolması olacaktır.

(Burada değerlilik duygusunun yitirilmesi, değersizleştirilmenin yarattığı bu psikolojik tabloya dikkat çekmek isterim.

Bu konuda bütün siyasi partilerin yöneticilerinin yerelde olanlarda dahil, şapkalarını önlerine alıp çok düşünmeleri gerekir.

Benim adamım-senin adamın mücadelesinden kaybedilen, değersizleştirdiğiniz üyeleri çok geç kalmadan kazanmanın yollarını arayın.)

İşsizliğin yarattığı diğer önemli sorun bireyde fiziksel sağlık sorunları.

Kalp hastalıkları, mide ülserleri, diabet santral sinir sistemi hastalıkları ile baş etmek zorunda kalan işsiz ekonomik çıkmazına yenileri eklenerek girdap halini alacaktır.

***      ***      ***

Türkiye’de işsizliğin nedenleri arasında; Eğitim ve istihdam ilişkisinin kurulamamış olması en başta gelen faktördür.

Emek (çalışma) piyasasının ihtiyaçlarını dikkate almayan eğitim sistemi, işsizlik sorununu büyütmeye devam etmektedir.

Özellikle vurgulamak istediğim ve verilerin bize gösterdiği durum eğitim düzeyi arttıkça, işsizlik oranının artıyor olmasıdır.

Bu da bizlere şunu gösteriyor.

Nitelikli işgücüne ilişkin istihdam alanlarının yetersiz oluşu.

Bu durum yatırımların arttırılmasını, yeni iş imkanlarının sağlanmasını, eğitim/istihdam ilişkisinin iyi değerlendirilmesini gerekli kılıyor.

Türkiye’de işgücü piyasası istihdam-işsizlik-genç işsizlik-eğitimli işsizlik gibi çeşitli dinamiklerin yer aldığı bir yapıyı ifade eder.

Aslında yalnızca Türkiye’nin sorunu da değildir işsizlik. Küresel bir sorun olarak karşımıza çıkmakta.

Dünya çalışma örgütü İLO’nun çalışmalar yapması, (işsizliğin dünya üzerinde fotoğrafını çekmesi-çözüm önerileri geliştirmesi) dünya mülteci sorununa da bir çözüm olacaktır.

Bu yazı toplam 680 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Zübeyda Fellahoğlu Arşivi
SON YAZILAR