Hasan Telli

Hasan Telli

Biz Ne kadar Hazırız?

Biz Ne kadar Hazırız?

“Meksika 32 yıl önce yaklaşık 10 bin, kişinin hayatını kaybettiği şiddetli depremin yıldönümünde 7.1 büyüklüğünde yeni bir depremle sarsıldı. Şu ana kadar 230 kişinin öldüğü depremde en kaz altından 52 kişi kurtarıldı. Meksika Devlet Başkanı Enrique Pena Nieto, deprem nedeniyle ülkede 3 günlük yas ilan etti.” Bu kısa spotla bir anda gündemimize oturdu Meksika depremi. 32 yılda kat ettikleri gelişmeye hayran kalmamak mümkün mü? Bizde benzer bir depremi 1999 yılında yaşadık. Üzerine üç yıl konuşuldu çalışmalar yapıldı sadece o kadar. Şimdilerde ise hiç deprem olma ihtimali yokmuşçasına yaşamaya devam ediyoruz. Halbuki o dönemlerde yönetmelikler çıkarıldı, şehir planlarının buna göre düzenlenmesi istendi gelinen durum nedir peki?

***

Kağıt üzerinde tüm tedbirler alınmış durumda. Benim güzel ülkemde her zaman olduğu gibi çok laf ama işe gelince yok. Ülkemizde afetlere karşı hazırlıklı olmak için tüm kurumların ve fertlerin entegre çalışma yapması gerekir. İmar Kanunu, yerel yönetimlere plan yapma ve onama konusunda önemli yetkiler verdiği halde, yapılan planların denetimi yeterli değildir. Bu denetimin sadece belediyeler üzerinde bırakılması sorunu çözmeye yetmemektedir.

Bunun giderilmesi için yeni bir düzenleme gereklidir. Yapı sektöründe kanun ve yönetmeliklere uymamak alışkanlık haline gelmiştir. Yine zarar azaltma kültürü oluşturulamamıştır. Ayrıca fenni mesuller ve teknik odaların da bu konuda belediyelerle işbirliği yapmaları gerekir. Afet önleme için insan yetiştirme yani eğitim, şehir planlaması ve depreme karşı binaların takviye edilmesi ile yapıların güçlendirilmeleri konusunda maddi yardıma ihtiyaç duyanlara destek sağlanması üzerinde durulmalıdır.

***

Bilindiği gibi fenni mesuller, yapının imar ve fen kurallarına göre yapılmasından sorumludur. Böylece afetlere karşı korunmada en büyük sorumluluk teknik elemanlara düşmektedir. Birde yaşadığımız şehre bakalım. Menteşe ilçesinin beklide en çabuk büyüyen mahallesi Kötekli’de bina sahiplenin üç kuruşluk gelir için insanların hayatlarını tehlikeye atan kaçak daireleri dikkat çekiyor. İşin ilginci ise bu dairelerin sahipleri arasında yerel yönetimlerde teknik eleman olarak çalışanlarında bulunması.

***

Ülkemizde yerel yönetimlerin afete karşı alınacak tedbirler içindeki katkıları merkezi idare ile karşılaştırıldığında sınırlıdır. Bununla birlikte vatandaşla doğrudan temasta olan yerel yönetimlerin afet zararlarını azaltmada daha fazla pay ve sorumluluk alması durumunda olası afetler daha az zararla atlatılabilecektir. Bunun için yerel yönetimlerin başta eğitim olmak üzere bütçe, kalifiye teknik personel bakımından desteklenmesi gerekmektedir. Ayrıca afetler ile ilgili merkezi kurumların kendi içindeki ve yerel yönetimler ile arasındaki bağlar güçlendirilmeli, standart hizmet ve uygulamalar için etkin koordinasyon sağlanmalıdır.

İmar uygulamalarında yargı mensupları ile teknik elemanlar arasında ciddi görüş farkları bulunmaktadır. Bu nedenle imar uygulamaları konusunda görüş ve uygulama birliği sağlanması gerekir. Yapı denetimini yeniden düzenlemek gerekir. Belediyenin denetimi betonun atılması, demirin bağlanmasına kadar götürülürse, kişilerin özel mülkiyetlerindeki sorumlulukları neredeyse ortadan kalkar, çözümsüzlük daha da artar. Fenni mesuller ve teknik odaların belediyelerle işbirliği içinde olmaları yapı standartlarının uygulanması için önem taşımaktadır. İmar planlarının bilimsel verilere uygunluğu sağlanmalı, bu konuda yerel yönetimler desteklenmelidir.

Bu yazı toplam 1241 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Telli Arşivi
SON YAZILAR