Hasan Telli

Hasan Telli

Herkes Hafiye Olmuş

Herkes Hafiye Olmuş

Elinize gelen bilgi belge verileri incelemek zaman ve deneyim istiyor. Eğer elinize gelen verilerin bilimsel bir dayanağı yoksa o verilerin dedikodun ibaret olduğunu düşünür ve araştırmak gereği bile duymazsınız. Bizler için son dönemde bu işler iyice zaman alır hale geldi. Ne zaman elinize bir bilgi yada belge ulaşsa onu araştırarak yazarsanız ardı sıra yazdığınız yer yada kişi ile ilgili dosyalar dolusu belge bir anda mail adresinize posta ile elinize geliveriyor. Sanki birileri belgelerde yazanların yayınlamasını bekliyormuş gibi arkası kesilmiyor.

***

Genelde elime ulaşan belgeleri araştırdıktan sonra yazılarıma aktarmaya başladığımda isim yada kurum yazmamaya dikkat ediyorum. Ben her ne kadar yazmasam da bilenler hemen arayıp başka bilgileri veriyor birde bilmeyenler var. Siz böyle bir şey yazmışsınız bu bizim kurulmamı ilgili eğer öyle ise bizler araştıralım. Benim anlamadığım ben yazmadan önce asıl işleri bunları izlemek değerlendirmek ve takip etmek olanlar bile ben yazmadan harekete geçmiyor.

***

Her kurumda kendi aralarında çekişenler yada menfaatleri çarpışanlar vardır. Bunlarda bu rekabeti kurum içinden dışarı taşıyarak bir adım öne geçmek için mücadele veriyor. Eskiden bu işler için mektuplar, dilekçeler, fakslar kullanılırdı şimdilerde ise gelişen teknoloji ile klavyenin ucunda. Aynı odada gözlerinin içine bakarken onu kötüleyecek iki satır yazı her yerde paylaşılabiliyor. İşin garibi paylaşılanları ciddiye alıp bunlar üzerinden yaşamlarına yön verenler var. Neredeyse yemek yeme saatini bile bunlara göre ayarlayanlar yada yediği yemeğin başkaları tarafından fotoğraflanmamasını sağlamak için çalışanlar var.

***

Bilimsel verilerin olmadığı belgelerin özenle üretildiği dönemleri son yıllarda iki kere yaşadık. İlkinde Ergenekon ardından ise başka bir kumpas süreci başladı. Taktik hep aynı. Önce çamur atılıyor, ardından belge üretiliyor, sonrada belgeler servis ediliyor. Bu taktiğin adı henüz yok ama kısaca FETÖCÜ taktiği diyebiliriz. İşte sırf bu yüzden bana ulaşan belgelerde maklube izlerini arıyorum. Eğer bana ulaşan belgelerde maklube kırıntısı varsa o belgeleri bana ulaştıranları incelemeye başlıyorum. Genel yapıları kibar nazik neredeyse konuşurken karıncayı bile incitmeyecek gibi. Konuşurken iki elini birlikte hareket ettirerek kullandığı kelimeleri destekler jestlerle süslüyor. Genel olarak sıkıştıklarında elleri titriyor avuç içleri ise terlemeye başlıyor. Ancak nezaketlerinden hiçbir şey kaybetmiyorlar. Bakıldığında bir İstanbul beyefendisi ile sohbet ediyorsunuz. Arkada kirli ve hain planlarını bu öndeki yüzü ile kapatmaya çalışıyorlar.

***

Bazı durumlarda belge ve bilgilerde maklube izi olmasa bile yinede dikkatlice onlarının konuşurken ki halini ve tavını inceliyorum. Kaba saba neredeyse argo tabirlerin hat safhada olduğu bir sohbet oluyor. Çoğunlukla benim kimseden korkum yok nidaları ile süslenen anlatımlarla haklılıklarını anlatmaya çalışıyorlar. Bir gazeteci olarak keşke psikoloji eğitimi alsaydım dediğim günler geçiriyorum.

Bu yazı toplam 1157 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Telli Arşivi
SON YAZILAR