Bodrum’un yıllardır konuşulan sorunları var:

Su sorunu var.

Trafik sorunu var.

Altyapı ve kanalizasyon sorunu var.

Atık ve geri dönüşüm sorunu var.

Hatta çoğu kimsenin bilmediği, ama devlet ciddiyetiyle çözülmesi gereken kamu görevlileri için lojman sorunu bile var — yani Bodrum’da görev yapan memurun, öğretmenin, polisin, sağlık çalışanının konut bulamadığı bir gerçeklikten bahsediyoruz.

Ama bütün bunların yanında öyle bir sorun var ki,

adını yüksek sesle söyleyen çok az;

gündemde hak ettiği yeri yıllardır alamıyor:

Gümbet sorunu.

Gümbet, Bodrum’un en tehlikeli kırılma noktasıdır — ve bugün artık “sekizinci sıradaki mesele” değildir.

Çünkü sosyal medyada öyle bir patlama yaşanıyor ki, vatandaş açıkça feryat ediyor:

“Gümbet’i kurtarın!”

“Gümbet batıyor!”

“Yardıma gelin!”

Bu cümleler bir istatistik değil;

acil çözüm bekleyen bir toplumsal alarm zili.

Bugün Bodrum’da su kesilip trafik sıkışınca herkes konuşuyor.

Arıtma taşınca, çöpler birikince, turizm sezonu kilitlenince herkes şikâyet ediyor.

Ama Gümbet deyince…

Bir sessizlik, bir mahcubiyet, bir utangaçlık başlıyor.

Sanki birileri “Gümbet konuşulmasın, aman markamıza zarar gelir” diyor.

Sanki Bodrum’un itibarını korumanın yolu gerçeği saklamakmış gibi davranılıyor.

Hayır!

Gizlenen gerçek itibar kazandırmaz.

Çözülen gerçek kazandırır.

Gümbet şu an Bodrum’un kalbinde patlamaya hazır bir sosyo-ekonomik mayın tarlasıdır.

Bu öyle bir sorun ki;

sadece turizmi değil,

kamu düzenini,

şehrin güvenlik algısını,

yerel ekonomiyi,

Bodrum’un uluslararası marka değerini doğrudan etkiliyor.

Ve daha da tehlikelisi:

Gümbet sorunu artık sadece Gümbet’te kalmıyor.

Sızıntı halinde yarımadaya yayılıyor.

Bugün o sokakta olan,

yarın Kumbahçe’de…

Öbür gün Yalıkavak’ta…

Sonra Turgutreis’te konuşulursa kim şaşıracak?

Bu yüzden diyorum ki, artık laf bitti:

2026 yılı “GÜMBET’İ KURTARMA YILI” ilan edilsin.

Bodrum’un diğer sorunlarıyla birlikte değil,

onların merkezinde ele alınsın.

Çünkü Gümbet sadece bir semt değil;

Bodrum’un röntgen filmidir.

Ne kadar net bakarsan, o kadar doğru tedavi edersin.

Kim sorumlu?

Herkes.

- Yerel yönetim ilgilenecek.

-Merkezi hükümet destek verecek.

-Bodrum’un odaları, STK’ları, birlikleri masaya oturacak.

-Kamu düzeni güçlendirilecek.

-Planlama denetimi, ruhsat denetimi, sektör standardı sağlanacak.

“Biri yapar” devri bitti.

Herkes yapacak.

Çünkü emir demiri keser.

Ve devletten büyük kimse yoksa,

devlet bu meseleye 2026’da tüm ağırlığıyla inmelidir.

Bodrum’un suyu da çözülür,

trafiği de çözülür,

lojmanı da yapılır,

atığı da toplanır.

Ama Gümbet çözülmeden Bodrum düzelmez.

Bu kadar net.

Ben çağrımı yapıyorum:

2026 yılı “GÜMBET’İ KURTARMA YILI” ilan edilsin!

Bu, Bodrum’un geleceğine atılan en büyük imza olacaktır.

Ve unutmayalım;

Gümbet’in feryadı sadece Gümbet’e değil —

hepimize yöneliktir.

Tandoğan Uysal