“Ah İstanbul İstanbul olalı

Hiç görmedi böyle seçim

Tekrar gidiyoruz sandığa

Kalmadı bizde güvenden eser.”

***                  ***                  ***

*Kim ‘sandıkta hile yapılıyor’ diyorsa o kaybetmiştir ve kaybına bahane arıyor demektir.

“Türkiye’nin en iyi yaptığı işlerin başında seçim gelir. Çünkü bizim sistemimizde, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) seçimi yapmaz, denetimini yapar. Seçimi kim yapar? Partiler yapar.

Sandık Kurulunda her partinin bir üyesi var mı? Var.

Her partinin müşahidi var mı? Var.

Vatandaş oy kullanmaya gelince kimliklerini partiler beraber kontrol ediyor.

Vatandaş imzasını atarken partiler beraber takip ediyorlar.

Sandık Kurullarındaki parti üyeleri oyla sayım dökümünden sonra imzalanan bütün tutanakların altına imza atıyorlar.

Bütün partiler bir sandıkta anlaşmadan, oradaki kamu görevlisi de anlaşmadan, orada bir hile yapma imkânı yok!

Herkes kendi partisinin hukukunu korumak için orada.

Türkiye’de ‘sandıkta kim hile yapılıyor’ diyorsa bilin ki kaybetmiş, kaybetmesine bahane arıyor.

Türkiye’de hilenin hurdanın olmadığı yer seçimdir. Seçim Türkiye’de dünyaya örnek şekilde yapılıyor. Yüksek Seçim Kurulu bu anlamda Türkiye’nin güvenilir kurumlarından biridir”.(Bekir Bozdağ)

***                       ***                       ***

Ne hikmetse şimdi eski Türk filmlerinden bir bölüm hatırladım. Zengin iş adamının kızı, fakir ama gururlu bir delikanlıya gönlünü kaptırır. Kızın babası bu durumu hazmedemez. Onları ayırmak için her türlü kötülüğü, hileyi başvurur.  Hatta kızının peşini bırakması için delikanlıya para bile teklif eder.  Zengin iş adamı onları ayırdığını düşünür ve kendi gibi zengin olan ortağının oğluyla evlendirmeye karar verir. Düğün dernek kurulur iş adamı tam amacına ulaştığını düşünürken,  gelin nikâh masasından sevdiği adama kaçar.

Ama kızın babası vazgeçmez. Her türlü zorluğu çıkarmaya başlar. Zenginliğini kullanarak delikanlının iş kapılarını kapatıyor, oturdukları evden attırıyor. Amacı kızını bezdirip evine geri döndürmek.

Türk filmi ya bu; olaylar öyle bir hal alıyor ki; sonunda kızın babası pes ediyor.  Kızından özür diliyor. Hatta şirketin başına damadını getiriyor. Kendisi de tonton dede oluyor. Şirket damadının başarılarıyla hızla büyüyor.

Ve mutlu son..

Her şey çok güzel oluyor…