Bodrum’un büyümesi sınırlanmalı, çevre yasasıyla korunmalı

Bodrum artık bir dönüm noktasında. Türkiye’nin elinde kalan son gerçek değerlerden biri olan bu eşsiz belde, her geçen gün “kontrolsüz gelişme” baskısı altında. Marmaris, Alanya, Kuşadası gibi tatil beldeleri çoktan betonla kaplandı. Eğer Bodrum da aynı akıbete bırakılırsa, geriye ne doğası, ne tarihi, ne de ruhu kalır.

Bodrum Bodrum olarak kalmalı. Hatta “ortak miras” olarak tanımlanmalı ve bunu yasal güvence altına alacak özel bir çevre ve koruma yasası çıkarılmalıdır. Bu yasa, yalnızca doğal alanları korumakla kalmamalı, Bodrum’un büyümesine de bir sınır getirmelidir. Gelişme uğruna büyüyen değil, ölçüsünü koruyarak yaşayan bir Bodrum hedeflenmelidir.

İki katlı mimariyle, kırsal dokusuyla, doğayla iç içe ama çağdaş bir yaşam sunan bir Bodrum… Bu model, sadece zenginlere değil; öğretmenine, esnafına, sanatçısına da yer açmalıdır. Sınıf farkı yaratmayan, ekonomik olarak dengeli bir yerleşim anlayışı olmadan Bodrum’un kimliği korunamaz.

Dünyadan Bodrum’a örnek olabilecek yerler

Dünyada Bodrum gibi metropolleşmeden, öz dokusunu koruyarak yaşayan turistik yerler var. Örneğin Aix-en-Provence (Fransa), “insan ölçeğinde” kalabilmeyi başararak tarihi dokusunu koruyan bir kent olarak dikkat çekiyor. Gelişmiş ama büyükşehirleşmemiş bu kent, Bodrum için örnek alınabilecek bir modeldir.

Yine Hvar (Hırvatistan), Annecy (Fransa) ve Hallstatt (Avusturya) gibi kentler de yoğun turizme rağmen geleneksel mimarisini, kültürünü ve doğal çevresini koruyabilmiş yerleşimlerdir. Bu kentlerde yapılaşma sınırlandırılmış, turizmle birlikte doğa ve kültür öncelikli planlamalar yapılmıştır.

Bodrum’un da aynı yolu izlemesi gerekir. “Ne kadar çok yapı o kadar gelişme” anlayışını geride bırakıp, “ne kadar az tahribat o kadar yaşanabilirlik” ilkesine geçmeliyiz.

Susmak değil, ortak akılla konuşmak zamanı

Bugün herkes Bodrum hakkında konuşuyor ama karar vericiler susuyor. Bu suskunluk ortamında, her gün yeni bir “Bodrum’u kurtaran Don Kişot” çıkıyor. Oysa çözüm belli: evrensel ortak akıl.

Bodrum için planlar, mimar odaları, belediyeler, çevre örgütleri ve halkın katılımıyla hazırlanmalı. Bilim, estetik, çevre bilinci ve toplumsal denge iç içe düşünülmeli.

Çünkü Bodrum yalnız Bodrumluların değil, Türkiye’nin ortak mirasıdır. Ve bu miras, ancak birlikte korunursa geleceğe taşınabilir.