Şadi Ada Telli

Şadi Ada Telli

Hümanoid Çağı: İnsanlığın Mühendislik Kopyası

2025 yılındayız ve “insan biçiminde makineler” artık yalnızca bilim kurgu sahnelerinde değil, üretim hatlarında, hastane koridorlarında, otel lobilerinde karşımıza çıkıyor. Hümanoid robotlar, yani insana benzeyen robotik sistemler, yapay zekâ ve mühendisliğin kesiştiği en çarpıcı noktayı temsil ediyor. Tesla’nın Optimus robotu artık kutu taşıyor, Apptronik’in Apollo modeli fabrikalarda test ediliyor, Boston Dynamics’in Atlas’ı ise parkur koşusunu insandan daha dengeli tamamlayabiliyor.

Bunlar, yalnızca mekanik başarılar değil; algoritmaların bedene bürünmesinin somut örnekleri. Artık makineler, çevresini yalnızca “gören” değil, anlayan, yorumlayan sistemlerle etkileşime giriyor. Büyük dil modelleri ve multimodal yapay zekâ sistemleri, bu robotlara öğrenme, planlama ve problem çözme becerisi kazandırıyor. Yani artık robotlar sadece hareket etmiyor düşünüyor gibi davranıyor.

Sektör rakamları da bu dönüşümün ölçeğini gösteriyor: MarketsandMarkets’a göre hümanoid robot pazarı 2029’a kadar 13 milyar doları aşacak. Bu büyümenin motoru, donanım değil, zekâ, çünkü günümüz robotları artık önceden programlanmış rutinlerle değil, deneyim yoluyla öğrenme prensibiyle çalışıyor.

Bir depo robotu yalnızca kutu taşımıyor; ağırlık merkezini analiz ediyor, dengesini optimize ediyor, hatta insana çarpmamak için kendi rotasını yeniden hesaplıyor.

Kullanım alanları da hızla genişliyor. Kime adlı robot İspanya’da otel resepsiyonisti olarak çalışıyor; NAO ve Pepper eğitim alanlarında çocuklara kodlama öğretiyor. Sağlık sektöründe ise bazı robotlar hastaların vital değerlerini ölçüp verileri hemşirelere iletiyor. Bu tablo, insanla makinenin artık aynı ortamda eşzamanlı varlıklar hâline geldiğini gösteriyor.

Ancak tüm bu ilerlemeler, bir soruyu kaçınılmaz kılıyor:

Bir robot insan gibi yürüyorsa, konuşuyorsa, öğreniyorsa onu hâlâ “makine” olarak mı görürüz, yoksa “bizden biri” olarak mı?

Bu noktada mühendislik, felsefeye çarpıyor. Çünkü biz, kendi suretimizde makineler yaratıyoruz. Ve belki de fark etmeden, kendi anlamımızı kodluyoruz.

İnsanlık, tarihte ilk kez zekâyı biyolojiden bağımsız bir forma taşıyor. Bu, Tanrı’nın “topraktan insanı yaratması” hikâyesinin dijital çağda yeniden yazılmış versiyonu gibi.

Belki de sorulması gereken şu: Bir gün hümanoid robotlar bize “neden yaratıldık?” diye sorduğunda, verecek cevabımız olacak mı?

Bu yazı toplam 48 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şadi Ada Telli Arşivi

Gökyüzünden Gelen Benzin

19 Kasım 2025 Çarşamba 12:26

At Gözlükleri Yaratıcılığı Boğuyor

06 Kasım 2025 Perşembe 09:16

Makine Düşünüyor, Peki Ya Biz?

09 Ekim 2025 Perşembe 11:07

Mars’ta Yaşam İhtimali

25 Eylül 2025 Perşembe 12:50

Telkinle Öğrenmenin Kayıp Devrimi

11 Eylül 2025 Perşembe 10:52

Enerjinin Gizli İmparatorluğu

28 Ağustos 2025 Perşembe 08:06