Bodrum İlçe Tarım ve Orman Müdürü Muammer Bektaş’ın öncülüğünde düzenlenen ağaç dikme kampanyasının fotoğrafları sosyal medyada karşıma çıkınca, içimde uzun zamandır hissetmediğim bir mutluluk uyandı. Bir fidanın etrafında toplanmış insanların yüzündeki heyecan, toprağa uzanan eller, gökyüzüne doğru uzanan ince bir dal… Bunların her biri, aslında geleceğe yazılmış küçük birer mektup gibidir.

“Bu dünyadan göçmeden önce herkesin bir dikili ağacı olmalı” sözü, yıllardır kulağımızda dolaşan güzel bir temenniden ibaretti. Ama görüyorum ki, Bektaş ve ekibi sayesinde bu söz, artık sadece bir öğüt değil, sahada karşılığı olan bir iradeye dönüşüyor. Görev bilincinin ötesinde, toprağa duyulan saygıyla yapılan bir iş var ortada.

Kuraklık Kapıda, Su Kıtlığı Gerçek; Çözümün Anahtarı Ağaçtır

İklim değişikliğinin Bodrum’u her yıl daha fazla etkilediği aşikâr. Yazlar uzuyor, yağışlar azalıyor, barajlar nefes nefese. Bir yandan nüfus artıyor, diğer yandan su kaynakları çoraklaşıyor.

Ve unutmamak gerekir: Suyun ana damarı ağaçlardır.
Toprağı tutan, yağmuru çeken, yer altı su rezervlerini besleyen, rüzgârın öfkesini yumuşatan her ağaç; Bodrum’un gelecekte suya kavuşma umudunun da gerçek anahtarıdır.

Bugün dikilen her fidan, yalnızca yeşil bir nokta değildir; yarın içeceğimiz bir bardak suyun, nefes aldığımız bir meltemin, gölge veren bir dalın habercisidir. Su krizinin büyüdüğü bir dönemde, ağaç dikmek bir tercih değil, bir zorunluluktur.

Toprağın Etrafında Buluşan Bir Toplum

Fotoğraflara baktığımda beni en çok etkileyen şey, farklı yaşlardan, farklı çevrelerden insanların aynı amaç için aynı toprağa eğilmiş olmasıydı. Bir fidanı tutmak, aslında bir arada yaşamanın sorumluluğunu da tutmaktır.

Bektaş’ın çabası burada da kendini gösteriyor:
Bu çalışma, bir kurumun rutin faaliyetinden ibaret değil; toplumun tüm katmanlarını içine alan bir bilinç hareketi. Çocukların, gençlerin, yetişkinlerin aynı karede yer alması, geleceğe dair umut veren bir tablo çiziyor.

Geleceğe Yazılmış Sessiz Bir Teşekkür

Bodrum’un bugün attığı bu adımlar, yarın çok daha büyük anlamlar taşıyacak. Çünkü fidan büyütmek sabır ister. Bir ağacın gölgesine kavuşmak yıllar alır. Ama işte tam da bu yüzden değerli…

Bugün toprağa emanet edilen her fidan, geleceğe bırakılan en temiz mirastır.
Sadece bugünün değil, yarının çocuklarının da nefesidir.

Muammer Bektaş ve emeği geçen tüm kurumlara, gönüllülere, öğrencilerine ayrı bir teşekkür borçluyuz. Çünkü bu topraklar, kendisine gösterilen ilgiye er ya da geç karşılık verir. Yeter ki o ilk adımı atalım.