TANDOĞAN UYSAL
Bodrum’un Kültür Damarına Yeni Bir Enjeksiyon: Inspera
AVM Değil, Yaşam Sahnesi
“Yeni bir alışveriş merkezi açıldı” deseler hepimiz iç çekeriz. Çünkü AVM dediğin mağaza, fast food, biraz sinema… Fakat Inspera farklı. İçeri giriyorsunuz, sizi bir tiyatro sahnesi, bir kitabevi, bir sanat galerisi karşılıyor. Yani alışverişten çok yaşamın ta kendisi var burada. Bir bistroda kahvenizi içip, az sonra Mini Sahne’de bir şiir dinletisine katılabiliyorsunuz.
Bodrum’un Küçük AKM’si
İstanbul’un Atatürk Kültür Merkezi (AKM) neyse, Bodrum için de Inspera yavaş yavaş o oluyor. Tabii ölçek olarak daha küçük ama vizyon benzer: Tiyatro, konser, sergi, eğitim hepsi bir arada. AKM koca İstanbul’a yetiyor, Inspera ise Bodrum’un kültürel açığını kapatma niyetinde. Ve itiraf edelim, bu şehir buna çoktandır muhtaçtı.
Tiyatro, Mini Sahne, Açık Sahne…
Büyük etkinlikler için Ana Sahne, samimi buluşmalar için Mini Sahne, yaz akşamları içinse Açık Sahne… Kısacası Bodrum’un “sahne yok” bahanesi kalmadı. İsteyen 400 kişilik salonda konser dinler, isteyen 70 kişilik sahnede minimalist bir tiyatro izler.

Abidin Dino ile Sürpriz Karşılaşma
Bir gün Inspera’ya yolunuz düşüyor. Galeride geziyorsunuz ve hop! Abidin Dino’nun tablosu karşınızda.
Kim bu Dino derseniz… Türk resim sanatının öncülerinden, “elleri”yle ünlü, dünya çapında bir ressam. Paris’ten New York’a uzanan bir sanatçı. Ve Bodrum’da birdenbire onun eserini görüyorsunuz. Hatta koleksiyonun nadide bir parçasını evinize götürme ihtimaliniz bile var. Düşünsenize, sahilden çıkıp eve bir Dino ile dönmek… Bunun adı lüks değil, kültür.
Restoran ve Akademi: Sanatın Yanında Lezzet ve Öğrenme
Sanatın yanında mideler de unutulmamış. Voyn Bistro ve Gastro Blau sadece yemek değil, sohbetin de mekânı. Sergiden çıkıp bir kadeh şarap içmek, tiyatro sonrası arkadaşlarla buluşmak için birebir. Bir de Art Akademi var ki, çocuklar için resim atölyeleri, yetişkinler için sanat dersleriyle geleceğin sanatçılarını yetiştirme iddiasında.

Erdem Özekmekçi’nin Anlattıkları
Gezerken yanımızda Inspera’nın yetkililerinden Erdem Özekmekçi vardı. O anlattıkça mekânın sadece “bir bina” değil, “bir felsefe” olduğunu fark ettim.
Sahnelerin teknik özelliklerinden, galerinin sergi kapasitesine; kitabevinin 10 binlik koleksiyonundan, sanat akademisinin çocuklara sunduğu ufuklara kadar detayları tek tek gösterdi. Anlatırken yüzünde Bodrum’a böylesi bir kültür ve sosyal merkez kazandırmanın gururu vardı. Adeta Inspera’nın anatomisini gözümüzün önüne serdi: damarları sahneler, kalbi kitabevi, ruhu ise sanat eserleri…
Eleştiri mi? Var Tabii…
Eleştiri mi? Var Tabii…

Inspera Bodrum, birçok açıdan heyecan verici bir merkez. Bununla birlikte gastronomi bölümündeki fiyatların kimi ziyaretçilerce “yüksek” bulunduğu dile getiriliyor. Etkinlik biletleri de İstanbul’daki kültür merkezleriyle benzer seviyede. Ancak böylesine kapsamlı bir kültür ve sanat mekânını Bodrum’da ayakta tutmanın da elbette bir maliyeti var. Bir yanda sahilde şezlong için ödenen ücret, diğer yanda Abidin Dino’nun eserlerini yakından görme şansı… Tercih tamamen ziyaretçiye kalıyor.

Bodrum’un Kültürel Geleceği
Benim kanaatim şu: Inspera, Bodrum’un sadece yazlık tatil beldesi kimliğini kıracak, ona dört mevsimlik bir kültür kalbi kazandıracak. Yarın bir gün Bodrum denilince sadece beach club’lar değil, “Inspera’da izlediğimiz tiyatro” da akla gelmeye başlayacak. Ve belki de işte o zaman, bu şehir gerçek kimliğine kavuşacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.