İsveç’ten gelen bir haber, yalnızca tıp dünyasını değil, kanserle mücadele eden milyonlarca insanı da umutlandırdı. Karolinska Enstitüsü ve Karolinska Üniversitesi Hastanesi’nin öncülük ettiği geniş kapsamlı bir klinik araştırma, basit bir aspirin hapının, belirli genetik değişikliği bulunan kolorektal kanser hastalarında ameliyat sonrası nüks riskini yarı yarıya azalttığını ortaya koydu.
Basit bir hap, büyük bir değişim
Kanser tedavisinde genellikle akla milyonlarca dolarlık yeni ilaçlar, karmaşık biyoteknolojik yöntemler gelir. Oysa bu kez sahneye çıkan, herkesin tanıdığı, eczane rafında sessizce duran o küçük beyaz hap: Aspirin.
Üstelik konu, yalnızca ağrıyı ya da ateşi düşürmek değil. Araştırma gösteriyor ki aspirin, iltihabı azaltıyor, trombositlerin tümör üzerindeki etkisini frenliyor ve kanser hücreleri için elverişsiz bir ortam yaratıyor. Basitlik ile etkinin böylesine güçlü buluşması tıp tarihinde nadir görülen anlardan biri.
İsveç’in imzası: ALASCCA çalışması
İsveç, Norveç, Danimarka ve Finlandiya’dan 33 hastanede yürütülen ALASCCA çalışması, 3.500’den fazla hastayı kapsadı. Katılımcıların yaklaşık yüzde 40’ında görülen PIK3 sinyal yolundaki genetik değişiklik hedef alındı. Ve sonuç çarpıcıydı: Aspirin kullananlarda kanserin tekrarlama riski yüzde 55 oranında azaldı.
Bu yalnızca bilimsel bir sonuç değil; aynı zamanda tedavi rehberlerini değiştirecek kadar güçlü bir mesaj.
Bilimde sadeliğin gücü
Karolinska Enstitüsü’nden Prof. Anna Martling’in sözleri aslında her şeyi özetliyor
“Aspirin, burada genetik bilgiyle birleşen bir hassas tıp örneği olarak kullanılıyor. Ucuz, erişilebilir ve etkili.”
Gerçekten de kanser tedavisinde milyarlarca dolar harcanırken, çözümün bu kadar sıradan ve ucuz bir ilaçta bulunabilmesi, bilimin bazen insanı şaşırtan sadeliğini hatırlatıyor.
Kanserle mücadelede yeni bir sayfa
İsveç’ten çıkan bu bulgu, yalnızca tıp dünyası için değil, sıradan insanlar için de bir müjde. Çünkü bu kez söz konusu olan, sadece laboratuvarlarda bulunan, dudak uçuklatan fiyatlara satılan bir ilaç değil. Hepimizin bildiği, çoğumuzun evinde bulunan aspirin.
Kolorektal kanser gibi ölümcül bir hastalıkta bile “basit çözümlerin” ne kadar değerli olabileceğini görmek, bilime olan inancı pekiştiriyor. Belki de gelecekte, kanser tedavisinde devrim yaratacak pahalı moleküller kadar, aspirin gibi sıradan ilaçlar da başrol oynayacak.
Ve işin en güzeli: Bu devrimin imzası İsveç’ten atılıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.