TANDOĞAN UYSAL
Merkezi Hükümet Yerel Yönetimlere Partizanca Yaklaşırsa Ne Olur?
Türkiye’de yerel yönetimler ile merkezi hükümet arasındaki gerilim, özellikle muhalefet partilerinden seçilen belediyelerin karşılaştığı zorluklarla belirginleşiyor. Bu durumu ister merkezi hükümet ister Cumhurbaşkanlığı üzerinden değerlendirin, ortada yerel yönetimleri zorlayan bir köstek olma hali bulunuyor.
Son örneklerden biri, CHP’li Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın açıklamalarında açıkça görüldü. Başkan Aras, Bodrum’un yıllardır çözülemeyen su sorununa ilişkin hazırlanan projelerin merkezi hükümetin onayına takıldığını ifade ederek, yerel yönetimlerin çözüm üretme çabalarının önünde duran temel bir problemi gündeme getirdi.
Partizan Yaklaşım: Yerel Yönetimlerin Önündeki Büyük Engel
Türkiye’de yerel yönetimlerin iktidar partisinden farklı bir siyasi çizgide olması, merkezi hükümetle ilişkilerde ciddi sorunlar yaratıyor. Ahmet Aras’ın verdiği örnek, bu durumun çarpıcı bir yansıması. Bodrum’un su sorununun çözümü için Avrupa Birliği fonlarından uygun bir kredi bulunmuş olmasına rağmen, projenin Cumhurbaşkanlığı makamından onay alamaması, yerel yönetimlerin hareket alanını daraltıyor. Bu da doğrudan doğruya yerel halkın yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor.
Büyük Kaynak Gereksinimi ve Bürokratik Engeller
Yerel yönetimlerin altyapı projeleri gibi büyük kaynak gerektiren sorunları çözebilmesi için merkezi hükümetin desteği ve onayı şart. Ancak muhalefet partisine mensup belediyeler söz konusu olduğunda, bu süreçte bürokratik engellerin arttığı açıkça gözlemleniyor. Ahmet Aras’ın ifadeleriyle, yerel yönetimler “ağzıyla kuş tutsa” dahi projelerin hayata geçirilmesi merkezi hükümetin onayına bağlı kalıyor.
Çözüm: İş Birliği ve Adil Yönetim
Bu tablo, yerel yönetimlerin özerkliğinin güçlendirilmesi ve merkezi hükümet ile yerel yönetimler arasında daha yapıcı bir ilişki kurulması gerektiğini gösteriyor. Partizan yaklaşımların aşılması, halkın ihtiyaçlarının siyasetten bağımsız bir şekilde karşılanmasını sağlamak açısından kritik önemde.
Yerel yönetimlerin sorunlarının çözümü, merkezi hükümetin desteği ve iş birliğini gerektiriyor. Ancak mevcut durumda, iktidar partisinden olmayan belediyelerin bu desteği alması zorlaşıyor. Bu durumun aşılması için karşılıklı dayanışma ve ortak akıl odaklı bir yaklaşım benimsenmesi, Türkiye’nin yerel ve ulusal düzeyde yaşadığı yönetimsel sıkışıklığı çözebilir.
SGK Borçları İle Başlanabilir
Örneğin, yerel belediyelerin SGK borçları konusunda merkezi hükümetle uzlaşmacı bir yöntem geliştirilmesi, bu alanda atılacak somut bir adım olabilir. Sonuçta, her iki tarafın da kamu yararına ve halk için çalıştığı unutulmamalıdır.
Tandoğan Uysal
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.