Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci ile makamında gerçekleştirdiğim yüz yüze görüşme, sadece bir sohbet değil, aynı zamanda Bodrum’un geleceğine dair umut verici bir değerlendirme oldu.

Kendisiyle ilk kez tanıştım. Açıkça söyleyeyim, genç yaşına rağmen taşıdığı efendilik, ağırbaşlılık ve saygı dikkatimi çekti. Sadece belediye başkanı değil, aynı zamanda iyi yetişmiş bir Bodrumlu izlenimi bıraktı. Daha önceki dönemlerde Ahmet Aras’la da hep karşılıklı güvene dayalı güzel ilişkilerimiz olmuştu. Aynı güven ve enerji duygusunu şimdi Tamer Mandalinci’de de bulduğumu söylemeliyim. Bu, Bodrum adına beni sevindiren bir gelişme.

“Artık karar zamanı…”

Tamer Mandalinci, göreve gelişinin üzerinden bir yıl geçtiğini ve bu süreci analiz ve tanıma dönemi olarak değerlendirdiğini ifade etti. Şimdi ise kararlılık dönemi başlamış:

“Kimseyi kulaktan dolma bilgilerle değerlendirmedim. Gözlemledim. Kim çalışıyor, kim sorumluluğunu yerine getiriyor ona baktım. Müdür değişikliklerini bu gözlem sürecinden sonra yaptım.”

Benim izlenimim: Başkan Mandalinci popülist değil, sabırlı. Kurumun iç işleyişini kavramadan, isimler üzerinde tasarrufta bulunmaması dikkat çekici bir olgunluk.

Belediyede “sahaya dönüş” modeli

Mandalinci’nin hedefi net: Masa başı yoğunluğu azaltmak, sahaya yüzünü dönen bir belediye olmak. Diyor ki:

“Vatandaş zabıtayı, temizlik personelini, park görevlisini sokakta görmek istiyor. Şu an personelimizin %60’tan fazlası ofislerde. Bu dengesizliği düzeltmek zorundayız.”

Başkan’ın planı net: gereksiz kadrolarda azaltmaya gitmek, sahada çalışan oranını artırmak.
Bu da gösteriyor ki, Mandalinci klasik “masa başı belediyecilik” yerine görünür ve hissedilir bir belediyecilik anlayışını benimsiyor.

Disiplinsizlikle mücadelede kararlılık

Görüşmemizde Başkan’ın en net ve sert durduğu konu personel disipliniydi. Bizzat şu ifadeyi kullandı:

“Düzenli işe gelmeyen, iş disiplini olmayan, kuruma zarar veren kişilere artık müsamaha gösterilmeyecek. Belediyeyi şirket gibi disiplinle yöneteceğiz.”

“Kâr değil, hizmet odaklı belediyecilik”

Başkan Mandalinci belediyeyi bir ticari kuruluş gibi değil, kamu hizmeti veren ama israf etmeyen bir yapı olarak görüyor:

“Şirket gibi disiplinli ama halkçı bir belediyecilik yapacağım. Amacımız hizmet etmek, israfı durdurmak.”

Bodrum gibi turizm gelirlerinin yoğun olduğu bir yerde bu anlayışın önemi büyük. İsrafı kesmek, halka doğrudan dokunan hizmetleri önceliklendirmek: Akılcı bir strateji.

Mali disiplinde örnek performans

Beni şaşırtan verilerden biri buydu: Göreve geldiklerinde 700 milyon TL olan piyasa borcu, 200 milyona indirilmiş. Yeni ihale açmadan, kaynakları toparlayarak:

“Piyasa borçlarını 700 milyondan 200 milyona çektik. Şu an belediyeden alacaklı firma sayısı çok az.”

Bu cümle aslında sadece bir borç değil, güven yönetimini de içeriyor. Firmalarla kavga etmeden, borçları sistemli biçimde azaltmak her yöneticinin harcı değildir.

Bir sonraki bölümde:

Devletle ilişkiler, kavşak projeleri, sıfır atık pilotluğu ve “partiler üstü başkanlık” anlayışı…
Başkan Tamer Mandalinci ile röportajımızın ikinci bölümünde, Bodrum’un su krizine yaklaşımını ve Ankara’dan nasıl destek aldığını tüm açıklığıyla sizlerle paylaşacağım.