“Bir sonuç elde etmek için, ortaya herhangi bir çalışma, güç koymak gibi basit bir tanımlamayla açıklanabilecek kadar anlaşılır bir sözcük ‘başarı.’ Herkesin hayatında baş köşede oturmuş, bir kısım insanın elde etmek için yaşamını adadığı, bazılarının peşinden yorulmadan koştuğu, bazılarının bulamayıp mutsuzlukla boğuştuğu, içi çok dolu basit bir sözcük başarı. Kişiden kişiye potansiyellere göre niteliği değişen, niceliği de ölçülen tuhaf bir durum ‘başarı’”  durduk yere neden başarıdan bahsetmeye başladı yine diyerek serzenişle okumaya devam edenler için devam edelim.

***

Başarı görecelidir ölçmek için her bakış açısının bir ölçme şekli vardır. Başka bir değişle başarının tek doğrusu yoktur. Başarıyı ölçmek için verilen sözlere hedeflere bakarak karar vermek en doğrusudur. Şimdi gelelim bu yazının ana konusuna. Muğlaspor başarılı mı? Başarısız mı? Geçtiğimiz sezon şampiyon olarak uzun bir aradan sonra profesyonel lige yükselen Muğlaspor geçtiğimiz sezon başarıyı yakaladı. Hemen ardından yapılan kongrede mevcut başkan güven tazeleyerek görevine devam etti. Kongrede ilk hedeflerinin üçüncü ligde kalıcı olmak olduğunu söyledi. Gelinen durumda bu hedefini gerçekleştirerek başarıyı yakaladı. Sezon başında ardı ardına alınan sonuçlar değişen teknik heyetler ve ardından devre arasında değişen oyuncuların durumuna bakınca hedef büyüdü diye düşünmeye başlandı. Hedefin büyüdüğünü de birçok kez gerek başkan gerekse yönetim kurulu hedefleri yükseltti.

***

Devre arasında 11 oyuncu transfer eden Muğlaspor hedefini yükseltti ama o hedefi yakalamak bir yana yanına bile yaklaşamadı. Durumun ortaya çıkmasının ardından muhalif sesler yükselmeye başladı. Yükselen sesleri başkan ve yönetim kurulu üyeleri kendilerine karşı yapılmış bir saldırı olarak değerlendirince karşılıklı atışmalar başladı. 48 Gençlik Taraftarlar Derneğinin düzenlediği gecede konuşan Muğlaspor Başkanı birlik ve beraberlik içinde tüm başarıların yakalanabileceği mesajını verirken gazetecilerin salondan ayrılmasının ardından gazetecileri taraftarlara şikayet etmekten de geri kalmıyor. Doğruları yazmak soru sormak rahatsızlık yaratıyor belli.

***

Başarmak aslında; İnsanın içinde var olan hırsın, mücadele etme gücünün, kısacası hayata olan tutunma gücünün ortaya çıkarılmasıdır. Bu neden ile de biz insanlar kendimize, kendi hayatlarımız doğrultusunda bir takım hedefler sunarak bir takım başarılar elde etmeye çalışırız. Başarı çabanın ve gayretin sonunda elde edilmiş en önemli servettir.

Başarılı insanların en önemli özellikleri belirtildiği gibi “çalışmak” olmuştur. Tüm büyük kuruluşlar, büyük takımlar, önemli eserlere imza atmış insanlar veya yakın çevrenizde olan ve “keşke bende onun gibi olabilsem” dediğiniz kişilerin tek ortak paydası çalışmayı her şeyin üzerinde tutmalarıdır.

Başarının çalışmak dışında yollardan elde edilebileceğini düşünenler büyük yanılgı içindedirler. Bu yanılgıyı yaşayanlara da başarılı insanlar gibi her yerde rastlanabilir. Kolaylıkla sorunlarına çözüm arayanlar, kolay yoldan kilo vermek isteyenler, kısa yoldan zengin olmak isteyenler işte bu yanılgı içindedirler, ve bu kestirme yollar insanı çıkmazlara sokar. Başarı bir şans, insanın doğasında var olan bir hak, aileden kalan bir miras, genetik bir özellik ya da yaşamın gidişatına bağlı değildir…

Başarının hayal etmenin ötesinde çaba gerektirdiğinin birçok kişinin farkında olmadığını görmek çok iç acıtır.

***

“Bir hayata başladığımızda her birimize bir blok mermer verilir. Onu ya el değmemiş durumda arkamızdan sürükleriz ya parçalar, çakıl gibi dökeriz ya da görkemli bir heykel yaparız.” Rechard Bach. Yeni bir göreve başlamakta bir hayata başlamak gibidir siz bu görevinizde görkemli heykel yapabilirseniz başarılısınız.