Hasan Telli

Hasan Telli

Hastaneye Birde Böyle Bakın

Hastaneye Birde Böyle Bakın

Son dönemde yazdıklarımız çaydan çorbadan aman gene mi deyip bir köşeye atılmıyor gazeteler. Elden ele dolaşarak arşivleniyor. Bazıları işi biraz daha abartıp fotokopilerini çekerek dağıtmaya başlamış. Bunlara gerek yok zira bizlerin yazdıkları hem Basın Enformasyon hemde kütüphane tarafından zaten arşivleniyor rahat olunuz.

***

Geçtiğimiz 29 Ekim Cumhuriyet Bayramında hizmet vermeye başlayan T.C. Sağlık Bakanlığı Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi için o tarihten bu yana yazılmayan bir şey neredeyse kalmadı. Hastanede çalışan personellerin iş yüküne bağlı serzenişleri, gördüklerini söyledikleri ancak hiç birinin şikayetçi olmadığı mobing, hastane kantinini işletenlerin fırsatçılığı, hastanenin fiziki şartları ve daha neler neler… Bugün ise hastanenin farklı yönlerini anlatmak istiyorum. Zira okuyucularımızdan gelen her şikayeti dikkatle not alıp araştırma yapmadan duramıyorum. Örneğin Hastanede görev yapan personel toplamı bin 800 civarında. Sağlık personeli ve yardımcı hizmetler dahil. Fiziki olarak eski hastaneden daha büyük olmasından kaynaklanan temizlik personelinin az kalması dikkatimi çekti. Saat 12:00 ile 13:30 arasında hastanenin poliklinik girişinden içeriye girmek için ilerledim. O bölgede bulunan otoparkta bırakın araç park etmeyi nerede ise yürümek bile mümkün değil. İki şeritli yolun iniş bölümü bile araç parkları ile doluydu. Sanırım bu yoğunluk böylede devam edecek. Poliklinik girişinde bulunan çöp tenekelerinin içi kağıt bardaklarla dolmuş taşmış, temizlik elemanları yetersiz olduğu için oralara yetişememişler. O kadar kağıt bardağı görünce acaba kantinden kaç çay satılmış diye merak ettim içeriye girince çay alırım diye düşünürken içerideki kuyruğu görünce gözlerimi kaybedecektim. Çay alabilmek için neredeyse 50 kişinin üzerinde olan kuyruğun sonuna geçip beklemek gerekiyordu. İşin aslı pek gözüm kesmedi.

***

Kasanın bulunduğu bölgeyi net gören bir yere geçerek izlemeye başladım. Kasada alış veriş yapılıyor. Paralar verilip üstü alınıyor ancak hiç nokta vuruşlu yazıcı sesi yada kağıt yırtılma sesi gelmiyordu. Sanırım yazar kasanın kağıt rulosu bitmiş olacak ki fiş kesildiğine şahit olmadım. İnsanlarda mahrumiyet bölgesinde buldukları bir şişe suyu yada bir bardak çayı bir lokma poğaçayı alırken ne fiyatına tepki gösteriyor nede yaptığı alış verişin fişinin peşine düşüyor.

***

Hastanede muayene olanların birçoğu ellerinde reçeteleri ile en yakın eczanenin yerini öğrenmeye çalışıyor. Eğer birde aracı yoksa vay haline. Hastanenin karşısında birde baraka içinde kantin hizmeti veren bir müteşebbis var. Burada çay kantinden daha ucuz. Eğer hastaneye yolunuz düşerse yanınıza azık almayı unutmayın zira bir lokma poğaça için dört lira bir bardak çay için 1,5 lira ödemek zorunda kalırsınız. Ne diyeyim çayın maliyeti ve poğaçanın maliyetini sanırım herkes hesaplaya bilir. Bir kilo çay 23 tl bir kilo çaydan 6 yüz bardak çay çıkıyor. Artık hesabını siz yapın. Bence Muğla İl Sağlık Müdürlüğü bir iktisadi işletme kurarak kantinleri kendi işletirse hem devletin vergi kaybını önleriz hem de iktisadi iletme sayesinde yapılabilecek küçük tadilat ve tamiratlar için kaynak oluşturulmuş olur.

Bu yazı toplam 1373 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Telli Arşivi
SON YAZILAR