Hasan Telli

Hasan Telli

Anladınız Siz O’nu

Anladınız Siz O’nu

Seçim döneminde ülke genelinde ayrışan ulusan medyanın ardından yerel basında da ayrışmalar olmasını bekleyenler bu kez yanıldı. Bu ayrışma toplumda yaşanan ayrışmanın bir yansıması aslında. Demokrasilerde farklı fikirler ve farklı düşüncelerin seslerini duyurması olmazsa olmazlardandır. Gelin görün ki şimdilerde demokrasi havarisi kesilen ama sadece kendi ikballeri için siyaset yapanlar farklı seslerin yükselmesine izin vermiyor.

***

Gazetecilere ve köşe yazarlarına yapılan fiziki saldırılar henüz başlamadı. Eskiden gazeteciler bol bol tehdit telefonları alır bunun üzerine geri adım atan fazla olmazdı ama kurşunlanan yada bomba ile havaya uçurulan olurdu. Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Çetin Emeç… Suçları neydi? Gelen tehditlere aldırış etmeden doğru bildiklerini insanlara anlatmaya devam etmekti. Yakın zamanda gazetelere konan bombalar ve gazetecilere yapılan saldırılar. Şu sıralar gazetemiz Yazı İşleri Müdürü Mustafa İnci ile birlikte sürekli Muğla’da siyasetin gündemini tutmak için köşe yazılarımıza devam ediyoruz.

***

Ne hikmetse şu sıralar telefonlarımız, mail adreslerimiz hiç boş kalmıyor. Kendi ikballeri için siyaset yapanlar rakipleri hakkında belge ve bilgilerle bizlere ulaşmaya çalışıyor. Bunlar alışılmış olmayanlar. Neden rakiplerini yıpratmak için belden aşağıya vururlar. Birde alışılmış olanlar var. O da sürekli aldığımız tehditler. Son dönemde artık iyice arttı. Bu tehditler bizlere geri adın artırır mı peki? Aslında gelen tüm tehdit telefonlarının yazıya dökülmüş halini okumak epeyce keyifli oluyor. Günün birinde hepsini sadece keyif almanız hatta kahkaha atmanız için yayınlayacağım. Küçük de bir örnek vereyim.  “İstersek seni sinek gibi ezeriz. Bugüne kadar merhamet ettik de hala hayatta kalabiliyorsun”  Ya bu arkadaş beni hiç görmemiş kesin. Zira 90 kg olan bir adamı sinek gibi ezmek için sanırım 400-500 kg yük gerekir. Merhametle hayatta kaldığımı söylüyor ya Allah size merhamet etsin demekten başka bir şey gelmiyor aslında dilime. 1991 yılından bu yana aynı adreste oturuyorum. Evden çıkınca şehrin merkezine gelmek için kullanabileceğim iki farklı yol var. Her ikisinde de pusu kurabilecekleri tonla nokta var. Genelde araçla değil yaya olarak gelmeyi tercih ediyorum. Oturup çay kahve içtiğim yerler belli sürekli görülebilecek yerlerdeyim. Sinek gibi ezmeden kör bir kurşunla bile temizlersiniz gerekirse.

***

“Şu sıralar aldığım tehditler öyle bir korkuttu ki bizi emin olun klavyeye dokunmaya bile korkuyorum.” Diye yazsam kim inanır acaba. Meslek büyüklerimiz bizlere halkın haber alma özgürlüğünün üzerinde hiçbir şey olmadığını öğretti. Ne benim özgürlüğüm nede yaşamam okurlarımızın haber alma özgürlüğünün önüne geçemez. Bir doktorun her ne şartta olursa olsun yaralıya müdahale etmemesi düşünülebilir mi? Yada bir itfaiyecinin aman yanan yansın ben şimdi çay içiyorum deme lüksü var mı? İşte biz gazetecilerin de yaşananlar yaşansın ben görmedim duymadım, bana dokunmayan yılan yaşasın dememizi nasıl beklerler. Her koşulda yaşananları objektif aktarmakla sorumluyuz. Gece, gündüz, saati gözetmeden ve çoğu zaman kendi ailemizden çaldığımız vakitlerle. Ülke genelinde inşaat mühendisler, elektrik mühendisleri, veteriner hekimler, muhasebeciler, hatta doktorlardan bile fazla sayıya sahip gazetecilerin hala onlara sahip çıkacak bir meslek odası yok. Gelen tüm tehditlere tüm baskılara rağmen bizler işimizi yapmaya devam ediyoruz. Mesleğe başladığım yıldan bu zamana çok il başkanları çok valiler çok bürokratlar gördüm şimdi onlar Muğla’da değil ama ben hala gazeteci olarak Muğla’dayım. ANLADINIZ SİZ O’NU…

Bu yazı toplam 1183 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Telli Arşivi
SON YAZILAR