Eğer bizler, liyakata değil de, eskisi gibi ticari menfaat grubum, yakın akrabamın kayırması, siyasi partilim, aynı cemaatlim, aynı cemiyetten, benim adamım, çok güçlü makam sahibim, yakınım hamilimdir, demeye devam edersek,

Aynı kurumdan arkadaşım, kankam gibi bahanelerin arkasına sığınarak, haksız uygulama yapmaya devam edersek, Liyakatsız ve ehliyetsiz kişilere, menfaat ve koltuk, sağlamaya devam edersek,

Haksızlığa göz yumar, günümüzdeki adaletsizliğe, halen devam edersek, yaşadığımız insanlık ağıtları ve acılar asla hiç bitmez. İnsanlık vahşeti ve sömürüde asla hiç bitmez.

Yapılan tüm haksızlıklarda, görmezden gelip, ses çıkarmayıp, gerçekleri dile getirmezsek, Adalet ve Hakkı savunmazsak, toplumsal sorunlarımız karşısında, Liberal Kapitalist sistem içinde, Dünyanın en iyi partisini de getirseniz, En iyi başkanını da bulsanız, bu sorun asla hiç bitmez, sorunlar ve acılar artarak devam eder gider.

Geçmiş de olduğu gibi adalet vehakkı savunan, nice dürüst İnsanımıza, birçok haksızlıklar yapıldı. Halen iyi ve dürüst, Anadolu İnsanımız önü her yerde bilinçli olarak engel olunmaktadır. Anadolu insanlarımıza, haksızlar yapılmaya devam edilmektedir.

Aynı parti içinde, kendi düşüncesinde bile olsa, en yakın arkadaşı bile olsa, aynı stkve kurum içinde bile olsa, yaşadık ve tecrübe ederek gördük ki, menfaatlerine ve çıkarlarına gelmedikleri zaman, en yakın arkadaşı ve dost dediklerini, sırtından acımızca hançerlediler.

Rant ve güç elde etmede, her şeyi mübah olarak görenler, Dürüst, iyi Anadolu insanlarını, sistem içinde, kendilerine birer engel olarak görmektedirler.  Onlar için en ideal insan tipi biat eden ve yapılanlara sessiz kalanlardır. Önlerini her yerde açarlar.

Nerde adalet, nerde hak, bana çıksın birisi, bu sistemde anlatsın. İnsan en yakın ailesinden, en yakın akrabalarından, arkadaşlarından bile arkasından hançerleniyorsa, bu sistemde bizler, daha niye duruyoruz. Bu sistemde, niye acılar yaşamaya, neden ısrarla devam ediyoruz?

Bireyi, aileyi, toplumu bugüne kadar yozlaştıran, Adaletsiz, Haksız ve Liyakatsız sistemi, iş ve ticari ahlaktan yoksun, insanı kandıran, haksız kazançla sömüren, bu vahşi ve acımasız sistemi, halen daha neyini savunuyor ve neyine sahip çıkıyorsunuz?

Dürüst, iyi ve ahlaki etik olan, birçok kaliteli insanlar, sistem tarafından acımasızca kenara itildi. Dürüst, iyi insanları dinlemediler ve maalesef kapitalizm sistemi yuttu.

Ahlaki, iyi ve etik bir insan, kendisine yapılan haksızlıklarda, birilerine çelme takma, ya da aynı şekilde haksızlık yapma, gibi bir duygusu olmadığı için, büyük tecrübesi ve birikimi ile onlar gibi olmamak için, kenara çekiliyorlar.

Kapitalist sistemde, hortumlamak istedikleri, kazanç karşısında, dürüst ve iyi insanları kendilerince, engel olarak görmektedirler.

Adaletsiz ve Haksız uygulama yapan, ses çıkarmayan, görmezden gelen, dürüst olmayan kişiler, sistem tarafından önleri, sonuna kadar, ardına kadar, her yerde açılıyor.

Ödüllendirilen, bu durum karşısında, o kadar mutlu oluyorlar ki, Adalet, hak ve liyakat gibi kavramlar, onlar için güya bir çağdışı söylem, dürüstlüğün enayilik olduğu, bir duruma hale geliyor. Bu yaşanan onca haksızlıklar ve adaletsizlikler, bir şey söyleyende olmayınca, artık normalmiş gibi görerek yaşıyorlar.

Mevcut sistemde, ecdadımızın dediği gibi “Ayaklar Baş, Başlar ayak oldu”.

Bu kaliteli dürüst ve iyi insanlara, bir şekilde sistemin yapısı içinde, haksızlıklar yapıldı. İtibarları çiğnendi. Üzerlerine iftiralar atıldı. Kimse gerçekleri görmek istemedi. Bilmek istemedi. Artık tek dertleri sistemde rant ve güç toplamak derdine daldılar.

Çünkü liberal Kapitalist sistemin siyasi yapısı, biat etme temelinde, bir yapı olduğu için, yanlış dahi bir uygulama yapılsa, sessiz kalınarak, menfaatleri gereğince, doğru kabul etmeleridir.

Sevgi, Muhabbet ve Dua ile kalın İnşallah

“Dünyadaki tüm sömürü sistemlerin çökmeye başladığı bir zamanda, mazluma ve insanlığa sahip çıkan, Türkiye, elbet bir gün, kendi kadim özünden çıkan, Ahilik değerini, Vakıf Sistemini, daha Adil Bir Ekonomi Sistemini, Allah’ın (c.c) izniyle, tüm zorluklara rağmen, Türk Milletin sarsılmaz iradesiyle, elbette kuracak güçtedir.” 

NurHan Keleş