10 Ocak çalışan gazeteciler günü geride kaldı. Her yıl olduğu gibi yine bir sürü kutlama mesajı, ziyarete gelenler, çiçek gönderenler ve birde gazetecilerle birlikte olmak için verilen yemeklerle geçti. Davet edilen yere icabet etmek sünnettir. Bizde davet edilen yerlere katılmaya özen gösteriyoruz. O davetlerden biri de Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Muğla İl Müdürlüğünden geldi. Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Muğla İl Müdürlüğü 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nde düzenlediği programda, Muğla genelinde görev yapan gazeteciler ile bir araya gelmek istedi sanıyorduk yanılmışız. Davet edildiğimiz için gittik ve sonrada terk etmek zorunda kaldım.

***

Düzenlenen programa Vali Esengül Civelek, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Coşkun Sel, Rektör Prof. Dr. Mansur Harmandar, İl Emniyet Müdürü Hakan Çetinkaya, Basın yayın ve Enformasyon İl Müdürü Sezgin Sağun, Basın İlan kurumu Müdürü Köseoğlu katıldı. Salona baktığımda gazeteci olmayan sadece sosyal medyada paylaşımlar yaparak kendi çıkarları yada bir takım akçeler karşılığı kalemşorluk yapanların da olduğunu görünce kendimi tutamadım. Kimse davet edilmediği yere gelmez. Demek ki davet edilmişler. Gazeteci olmadıkları halde onlara bu şansı vererek bir çeşit akredite edilmeye çalışılıyorlar gibi. Tepkimi göstermek için Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Muğla İl Müdürlüğü tarafından bizlere verilen bilgi formunu doldurmaya başladım. Genel manada iletişim bilgileri ve bu toplantı hakkındaki görüşlerimizin sorulduğu forma, “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle düzenlenen toplantıda gazetecilik yapmayan, sadece şahsi çıkarları uğruna bir internet sitesi açıp, onun üzerinden algı oluşturmaya çalışanların bulunduğu bir toplantıda mesleğime duyduğum saygı gereği bulunamam. Bu yüzden toplantıyı terk ediyorum” diye yazarak formu Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Muğla İl Müdürlüğü Şube Müdürü Erol Küahyalı’ya teslim ederek salondan ayrıldım. Benim gibi tepkilerini belirten birçok gazeteci arkadaşımda formlara benzer cümleler yazdıklarını beyan ettiler ancak onlar toplantıyı terk etmedi.

***

Toplantıda Muğla Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Süleyman Akbulut, Fethiye Gazeteciler Cemiyeti ikinci Başkanı Mesut Bölük, Muğla Büyükşehir Gazeteciler Cemiyeti başkanı Cem Kaytan’ da vardı. Sanırım oturdukları protokol masasının koltukları rahat gelmiş olacak ki salonda ki bu durumu göremediler yada görmek istemediler. Tüm Türkiye de 100 binin üzerinde bu mesleği zor geçim şartlarına rağmen sürdüren meslektaşlarımın haklarını savunmak için her platformda savaşmaya devam edeceğim. Tek başıma da kalsam doğru bildiğim ve meslektaşlarımın haklarını savunmaya devam edeceğim.

***

Sanıyorum davet edilecekler Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Muğla İl Müdürlüğü tarafından belirlendi. Bu belirleme işlemini kimler nasıl yaptı. Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün gazeteci tanımını bilmeyenlerden oluşan bir gurup tarafından mı hazırlandı. Kanunlar ve kamuoyu karşısında hiçbir sorumluluk taşımayan kendilerini “basıncı” olarak nitelendiren bu kişileri akredite etmeye çalışanların ise neyin peşinde olduğunu anlamakta zorlanıyorum. Yaptığı işin ne olduğunu bilmeyen içi boş bir tanımlama ile kendilerine “basıncı” diyenlere sormak lazım sizin bu basıncı dediğiniz sucu, çiçekçi, emlakçı, yada otobüsçü gibi bir şey mi? Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Muğla İl Müdürlüğü görevine yeni atanan ancak hala “Gazeteci” tanımını anlayamayan Sezgin Sağun’a tavsiyem bizi akşam sanat okullarında kurs veren yada kurs ile karıştırmayın.