CANAN BAYKIZ

CANAN BAYKIZ

Cenaze Namazında Secdeye Varılmaz

Cenaze Namazında Secdeye Varılmaz

Muğla’nın milletvekili aday adayları her partide merak konusu. Her gün yeni bir isim yeni bir dedikoduyu da beraberinde getiriyor. Aday adaylarının ve ilgili değerlendirmelerin yazılması işi Üstad Özcan Özgür’e yakışır. O topa biz hiç girmeyelim. 
Benim bu yazıda değinmek istediğim tek  isim var. Muğla AK Parti ile özdeşmiş, ama maalesef değeri bilinmemiş ya da toplum menfaatinin önüne kendi ikbalini koyan bazılarının işine gelmediği için dışlanan  başarılı bir isim. Bence siyasetin yakın takipçileri çoktan içinden geçirdi bu değerli ismi. İskender Gencer. Onu Muğla’ya tanıtmak bana düşmez, benden de iyi tanıyor Muğla. Sağlık denince akla ilk gelen isim İskender Gencer, senelerce İl Sağlık Müdürlüğü görevini üstlendi. Muğla’nın akillerinden. Kimin ne sıkıntısı olsa gece gündüz aranan, her arandığında da iki eli kanda olsa cevap veren Muğla  için emeksiz emektarlardandır, birçoğumuza göre de “İskender Abi”dir o. 
Ben şehre ilk geldiğimde görevim başında rahatsızlandığımda, daha beni hiç tanımadan kendi aracıyla beni hastaneye göndermiş, durumumu takip etmişti. O gün bugündür de insan çizgisinden saptığını görmedim. 
İskender Gencer’in  her seçim döneminde adı geçer. Kendi istediği için değil üstelik, talep Muğlalıdan gelir.  Büyükşehir Belediye Başkanı olsun ister Muğla, “milletvekili olarak  o bizi Ankara’da temsil ederse güzel olur” diye düşünür Muğla. Çünkü bilirler; o nerede olursa olsun hizmetten kaçmaz, ulaşılabilir, onu arayan istisnasız herkesin derdi ile dertlenir, en önemlisi de merttir, yapabilecekse “yaparım” der yapar, olmayacak bir şey ise talep edilen” yok kardeşim yapamam” der açıklar olmazını, arkadan iş çevirmez. Muğla’nın “Çakır Gözlü Efeleri”ndendir. 
Peki, AK Parti Muğla Teşkilatı kıymet bildi mi? Hayır. 
Muğla halkının ne istediğine kulak kabarttı mı? Hayır. 
Varsa yoksa Karadeniz Lobisinin menfi istekleri. Hani öyle bir yere geldi ki Muğla’nın kendi listesinde yer alan isimler çağrıldıkları Ankara yolundan bile geri döndürüldü. Dün gibi hatırlıyorum ne büyük gaflet, ne büyük fiyaskoydu!
 Sonrası mı? Şimdi 400 bin kişiyle yapılan AK Parti anketinin Muğla sonuçlarını bilen biliyor. Üstü çizilen çizilene bu durumu kendilerine konduramasalar da yakında yüzleşecekler. O ilk liste görevde olsa sağ merkez kökenli Muğla, belki de özüne dönecekti ancak, olmadı. 
Başarısını sadece kendi yazdırdığı metinlerde okuduğumuz, ancak halk nazarında itibarını çoktan  yitirenler makam hırslarını gülerek çektirdikleri fotoğrafta bile saklayamaz durumdalar. Bir dönem görev alacağının sözünü ekranda Muğlalılara  seslendiren,  “yaşım ikinci dönem için elverişli değil” diye Muğla Güncesi’nde verdiği röportajda konuşanlar bir dönem daha vekil olmak için kulislerde baş köşede. Anlamadık ki hepimiz büyürken küçülüyor mu bazıları? 
Velhasılı dostlar; bunca yapılan meyvesini verdi. İskender Gencer kendi kanaatini kullanarak Cumhuriyet Halk Partisine üyelik başvurusunu yaptı. Ardından  AK Partili arkadaşlar eleştiri yağmuruna başladı. 
Ben de onlara sormak istiyorum: Ne hakla? 
İskender Gencer’in Muğla’ya emeği çoktur, dolayısıyla söz söyleme hakkı kadar kanaat bildirme hakkı da kendinde saklıdır. Sahip çıkamamışsın, susmuşsun, konuştuysan bile sesini duyuramamışsın. Şimdi yakıştı mı? diye soruyorsun. Gelinen noktada artık bir şey sorma, ölüye sorulmaz ki kefenin metresi,  sar gitsin kardeşim!
Bakın yapılan hataların ve doğurduğu sonucun sadece bir örneğidir; İskender Gencer. Toplum menfaatini, kamunun takdirini  es geçerek attığın her adımın geri dönüşüne hazırlıklı olmayı gerektirir siyaset. Seçim döneminde el sıkışıp, halk hizmet beklerken kıç çevirmek, halkı küçümsemek, telefon kapatıp Ay’a uzaya çıkmayı kaldırmaz bu zemin. Dahası devlet de millet de kayıtta! 
İhanetle suçlayacaklarınıza da kahraman ilan edeceklerinize de dikkat edin. Tarafgirliğe verdiğiniz desteği artık kesme zamanınızın geldiğini, aksi olması halinde ucunun mutlaka sizin çocuklarınıza dokunacağını, aynı gemide olduğumuzu ve geleceğimizi dinamitlediğinizi bilin. 
Pasif ve “neme lazım” deyicilerden olmayan herkes, artık sessiz kaldıklarına tepkilerini öyle ya da böyle gösterecek. Bu dönem,  düşündüklerini sakınmadan söyleyen, çağının bozuk ahlâk durumunu makul öğütler ve sırasında sert yergilerle düzeltmeye çalışanların dönemi. Ayrıca göreceksiniz; bu devirde, ezelî ve beşerî doğrulara dayanarak, kötülükleri, düşkünlükleri, mevki ve iktidar hırslarını, hasisliği, tamahkarlığı, dünya malına kapılmayı ısrarla reddedenlerin sesi daha çok çıkacak.
Ben sözü  yine bir büyüğüme bırakarak bitireyim: Hz.Ali’nin dediği gibi “Haksızlık karşısında eğilmeyiniz. Çünkü hakkınızla beraber, şerefinizi de kaybedersiniz.”
Haydi selametle…

Bu yazı toplam 1331 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
CANAN BAYKIZ Arşivi
SON YAZILAR