CANAN BAYKIZ

CANAN BAYKIZ

İktidar Nereye Muhalefet Oraya!

İktidar Nereye Muhalefet Oraya!

Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimlere hazırlanıyor. Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı olarak iki cepheye ayrılan mecliste, cumhur ittifakının cumhurbaşkanı adayı mevcut Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Altılı masanın kimde karar kılacağı ise belli belirsizdi. Ancak  geçtiğimiz gün İyi Parti Kurumsal İlişkiler Başkanı  Cihan Paçacı tarafından verilen istifa, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu seçeneğini bence daha da kuvvetlendirdi.

Şimdi gelin, yakın dönem genel seçimlerini hatırlayalım hep birlikte. Türkiye 12. Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi tarihler 10 Ağustos 2014’e yaklaşırken CHP ve MHP ‘nin adayı olarak gösterilen Ekmeleddin İhsanoğlu,  “muhalif kanadın seçmenlerini neredeyse alternatifsiz bıraktı” diye yoğun eleştiri almıştı. Sonuçta; Türkiye’nin 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ilk kez TBMM’den değil halk tarafından seçilmiş oldu.

Ardından 2016’da, askerî darbe girişimi dolayısıyla Türkiye’de olağanüstü hâl ilan edildi. 2017’de gerçekleşen Türkiye Anayasa Değişikliği Referandumu ile ülkenin yönetim şekli “başkanlık sistemi” olarak belirlendi. Kasım 2017'de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, AK Parti ile ittifak yapmayı önermesi sonucunda Şubat 2018'de Cumhur İttifakı kuruldu.

İyi Parti ile CHP’nin ittifakı ise genel seçimler sonrası yerel seçim arefesinde zaten oluşmuştu. Ancak “ikili güç” yetersiz kalınca 6'lı masa ; CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi tarafından 12 Şubat 2022'de oluşturuldu. Amaç; 28 Şubat 2022’de güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş için yazılan  deklarasyon ile açıklığa kavuştu.

Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş yapmak hedefinde hareket edeceğini ifade eden 6’lı masa adayını 6 kişi ile tespit edecekse, eleştirilen tek adam, altı adama bölününce sorun çözülüyor mu? diye sormak lazım.

İl kurultaylarında bile tek alternatifle delegelerin karşısına çıkan siyasi parti listelerine baksak, cumhur ittifakı kadar muhalefet partilerine de denk düşeriz. Ama iş, sistem değişikliğine gelince “halka soramadılar  diyelim 6 siyasi partinin mevcut üyelerine, delegelerin görüşlerine başvurmak çok mu zor?” demek işten bile değil.

Bir şeyi eleştirmek için eleştirdiğiniz hiçbir olgunun üstünüze yapışmaması gerekir. “Diktatör istemiyorum” derken kendi partinizin içindeki bölünmüşlükten, küskünlükten haberiniz yoksa, il başkanları değişiminden sonra gelen istifaları anlamlandıramıyor üstelik şaşırıyorsanız, “ayrımcılık yapmıyoruz” derken yarın siz iktidara gelince mevcut çalışan listelerinde referansları baz alarak iş yapmaya başlayacağınızdan şüphe yoksa, “yolsuzluk yapmam,  rüşvete karşıyım “ derken yerelde üstünlüğü ele geçirdiğiniz yerlerde halk tarafından aynı şaibeler sizin başkanlarınız, yöneticileriniz tarafından da yapılması mümkün görünüyorsa, taciz, yasak ilişki vs. toplum tarafından hoş karşılanmayacak eylemler her tarafa dağılmış haldeyse… Yaptığınızı iddia ettiğiniz olgular kadar yapacağınızı vadettikleriniz de maalesef belirli bir çoğunluğa inandırıcı gelmiyor.

Şimdi oturup, değişen yasada iki dönem 5 yıllık başkanlık yapan kişinin üçüncü defa koltuğa oturup oturamayacağını tartışmaya açıyoruz.  Halkın kendi adayını belirleme hususunda  alternatifsiz bırakıldığı yerde size soruyorum: Bir kişi 3 dönem başkan olsa ne, bu uzasa  5 dönem olsa ne? Aynı tas aynı hamam!

Bu şekilde yerli yersiz seçimlere yönelip, kaynakları seçim bütçesine çekene kadar, aklı selim bir sistemle halkın refahına yönelik hep birlikte karar alabilecek bir sisteme geçiş için akıl ve bütçe koyun. Sorun bakalım sokak ne diyor? Gerçekten kimi istiyor?

Diyeceksin ki: o da seçimle olacak! O halde halka soracaksın, halktan aldığın yüzbin isim üzerinde oy oranlarına göre en yüksek sayıya ulaşan ilk 10 adaya seçim pusulasında yer vereceksin. İşte o zaman halkın seçtiği olur.

Dün yapılan 6’lı masa toplantısı, “biz millet ittifakıyız” vurgusunda bulundu. Açıklamanın alt metni  ise medya tarafından “adayın kim olacağına anketlerin değil, liderlerin karar vereceğini gösteriyor”şeklinde yorumlandı. Çoklu aday ihtimalinin ortadan kalktığı da söylemler arasında yerini korudu.

Millet ittifakı, 13 Şubat’ta Saadet Partisi’nin ev sahipliğindeki toplantıda adayın belirlenmesinde ve açıklanması hususunda anlaştı. Ana Muhalefet Partisi Lideri Kemal Kılıçdaroğlu hariç tüm adaylarına şaşırırım. Ancak; CHP Liderinin ismi sürpriz olmaz.

İdare seçimindeki hassasiyeti çağlar ötesinden bize seslenen, görevli tayinindeki en temel kriteri ehliyet ve liyakat olan, döneminde yapılan atamalarla ilgili eleştiri olmayan Hz. Ömer’in sözleriyle bitirmek isterim bu yazıyı;

“İnsanlığın şerefi aklıyla, asaleti imanıyla; şahsiyeti ahlakıyladır.”

Tüm adaylarımıza Hz. Ömer ahlakı diliyorum. Böylece,ülkemiz için en hayırlısının olacağına da inanıyorum.

Bu yazı toplam 1007 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
CANAN BAYKIZ Arşivi
SON YAZILAR