Nasıl bir fark? Eskiden bir televizyon reklamından bir sahne geldi aklıma “sizce hangisi? Tabiî ki açık sarı olan” aslında hayatımızda bu reklamda anlatıldığı gibi gidiyor. Çünkü Muğla’da her şey ikiye bölünmüş olarak yaşıyor. Kutuplaşma hat safhalara çıkmış, siz isteseniz de istemesiniz de mutlak bir taraf olmalısınız aksi takdirde bertaraf olursunuz. Örneğin eğer Muğla’da muhtarsanız iki farklı muhtarlar derneğinden birine üye olmak zorundasınız. İki farklı muhtar derneği sadece üyeleri ve koltukları dışında neredeyse aynı. Ne iş yapar muhtarlar derneği? Düşünsenize Muğla’da 644 muhtar var her biri iki muhtar derneğinden birine üye. Derneklerin muhtarlar üzerinde bir yaptırımı yok. Dernek muhtarların sorunlarını Ankara’ya taşıyarak bunlar için yasal düzenleme yapılması için kulis çalışması yapıyor. İki farklı Yörük derneğimiz var. Türkler orta Asya’dan Anadolu’ya göç ederken farklı boylar halinde göçü gerçekleştirmiş görünen o ki Muğla’ya farklı iki boydan gelen olmuş ki iki farklı Yörük derneğimiz var. İki koltuk iki yönetim kurulu iki dernek binası iki Yörük şenliği. İğneyi kendimize de batırmalıyız değimli? Gazetecilerde kendi arasında bölünmüş durumda bizimde farklı iki cemiyetimiz var. Bizde de iki başkan, iki koltuk, iki yönetim kurulu var.

***

Yaşam tarzımızdan mıdır yoksa havasından mı suyundan mı Muğlalı muhalif yaşamayı sever. İktidar olmayı yönetmeyi değil de karşı çıkmayı eleştirmeyi severiz. Çok uzak bir tarih değil daha Muğla büyükşehir olmamıştı Muğla Belediyesi Kanalizasyon için çalışmalara başlamış sokaklar kazılarak, borular döşenmeye başlamıştı. Bir sokakta boru döşenirken şahit olduğum sohbet geliyor aklıma. Bir amca işi yapan işçilerin başına geçmiş yüzünü ekşiterek “ölüüü şey olmaz” dedi. Çalışan işçiler anlamakta biraz zorlansalar da ne olmaz amca diye sordu. Amcanın cevabına ben bile anlam veremedim “bu boru küçük buradan gitmez atıklar”. Sanırsınız amca altyapı ve kanalizasyon konusunda dünya üzerinde başvurulacak tek uzman edalarında. Borunun çapı gözüne küçük görünmüş. O sokaktaki toplam su harcaması ve atık suyu, hesaplamış, üşenmemiş birde yoğunlaşacak nüfusu üzerine koymuş herkesi suya sokmuş çıkarmamış gelecek debiyi hesaplayarak eğimle birlikte “bu boru küçük” diyor.

***

Muğlalı muhalif olmayı sever MHP kongresi öncesi Devlet Bahçeli’ye rakip çıkar Muğla ekibi rakibe destek verir rakip kaybeder ama Muğlalı ekibi üzerine düşeni yapmıştır. Muhaliflik yerine getirilmiştir. Artık bunların hepsinin bir tesadüf olduğuna inanmıyorum. Sosyologlar Muğla’yı incelerken hiçbir kalıba sokamıyorlardı sebebi belli Muğlalılar kalıba da muhalif. Sağcısı solcusu hiç deşmeden bu kuralı uyguluyor. MHP’de il kongresi yapılıyor, mevcut il başkanının karşısına 5 farklı rakip çıkıyor. Sebep rakiplerin hepsi Muğlalı İl Başkanı Tokatlı. (Şimdi Mehmet Korkmaz bana yabancı dedi diye serzenişte bulunur mu acaba başka il başkanları gibi) Muğlalılar yine üzerine düşeni yapıyor muhalif olmayı sürdürüyor. Belediye başkanlığı seçimi öncesi Menteşe belediye başkanlığı için ön seçim yapılıyor yedi aday sandığa giriyor sandığa girenlerden biri mevcut ilçe başkanı kazanma ihtimali yüksek ama altı rakip çıkıyor karşısına hepside muhalif. Hem mevcuda hem de birbirlerine.

***

Biz Muğlalıların muhalif olmalarının sebebi sanırım yediklerimizden içtiklerimizden ve tükettiklerimizden geliyor. Bu coğrafya Efeleri ile anılır. Efeler dağda yalnız gezer. Biz fazlasıyla keçi ve oğlak ete tüketiriz. Keçi sürü halinde dolaşmayı sevmez yalnız takılır, inatçıdır, çıkılmaz denilen her kayanın tepesine çıkar adeta doğaya meydan okur. Doğaya muhaliftir, kafasına esen gibi yaşar.

Bu tespitlerin ardından çıkacak sonuç ise AK Parti teşkilatlarının uzun zamandır üzerinde çalıştığı ama hala nasıl oluyor da belediyeleri alamıyoruz sorusunun cevabı aslında. Ülke genelinde iktidar olursanız Muğla’da muhalefet olursunuz. Muğlalı olmak muhalif olmaktır bunu çözebilen siyasetçi Muğla’da başarıya ulaşır.