TANDOĞAN UYSAL

TANDOĞAN UYSAL

En Yüce Ses, En Son Duyulan Ses Olmamalı

Whatsapp Image 2025 08 14 At 20.35.35

Terörle Mücadele ve Vazife Kahramanları Derneği Genel Başkanı Emrullah Aktaş’ın basın bildirisini dikkatle okudum.
Kelimelerinde hem ağır bir sorumluluk duygusu hem de Türkiye’nin geleceğine dair güçlü bir inanç vardı.
Şehit ve gazi yakınlarının Terörsüz Türkiye Komisyonu’nda dinlenecek olması…
Kağıt üzerinde basit bir cümle, ama gerçekte çok derin bir anlam taşıyor.
Ve ister istemez insanın zihninde şu soru beliriyor:
Bu ülkenin en ağır bedelini ödeyenlerin sesi neden hep en son duyulur?

Acının Sessiz Kahramanları

Türkiye, onlarca yıldır terörün açtığı yaraları sarmaya çalışıyor.
Binlerce aile; evladını, eşini, kardeşini, anne-babasını ya da akrabasını kaybetti.
Bu kayıpların arasında askerler, polisler, jandarmalar, güvenlik korucuları, öğretmenler, sağlık çalışanları ve daha niceleri var.
Ama aynı zamanda sokaktaki esnaf, okul yolundaki çocuk, tarlasında çalışan çiftçi, köydeki yaşlı kadın da var.
Terör, yalnızca can almıyor; aynı zamanda hafızamızda kapanmaz yaralar açıyor.

Şehit ve gazi aileleri bu yaraların en sessiz ama en yüce taşıyıcılarıdır.
Onlar, kameralar önünde kahramanlık hikâyeleri anlatmak için değil; her gün yeniden ayağa kalkmak, geride kalanların hayatını onurlu şekilde sürdürmek için mücadele ederler.
Ve bu mücadele, çoğu zaman bizim tahmin ettiğimizden çok daha zordur.

İroni Burada Başlıyor

Yıllardır “şehitlerimizin aileleri başımızın tacıdır” denir.
Devlet protokollerinde ön sıraya oturtulur, törenlerde isimleri anılır.
Ama iş, onların yaşadıklarını dinlemeye, fikirlerini almaya gelince; gündem hep bir bahar toplantısına, bir sonraki komisyona, “uygun bir zamana” bırakılır.
İşte ironinin en acı tarafı burada:
En önce dinlenmesi gerekenler, genellikle en son söz hakkı bulur.

Şimdi Komisyon bu aileleri dinleyecekmiş.
Güzel, doğru, hatta geç bile kalınmış bir adım.
Ama bu sürecin, basın bildirilerinde yer alan cümlelerle sınırlı kalmaması gerekiyor.
Çünkü şehit annesinin gözyaşı, gazi babanın sessizliği, kardeşin kırgın bakışı; istatistik tablolarından daha çok şey anlatır.

Onur, Saygı ve Gerçek Katılım

Emrullah Aktaş’ın basın bildirisinde özellikle altı çizilen nokta şu:
Bu süreç ailelerin onurunu ve hassasiyetini koruyarak yürütülmeli.
Bu sadece bir temenni değil; bir mecburiyet.
Şehit ve gazi aileleri, bu ülkenin onurunu kendi hayat hikâyeleriyle temsil ediyor.
Onların sesine kulak vermek, bir nezaket jesti değil; devletin asli görevlerinden biri.

Ve bu dinleme süreci, yalnızca geçmişin acılarını kayda geçirmekten ibaret olmamalı.
Aynı zamanda geleceğe dair çözümler üretmek, terörün önlenmesi için yeni yollar açmak anlamına gelmeli.
Çünkü terörsüz bir Türkiye, sadece güvenlik önlemleriyle değil; toplumun tüm kesimlerinin ortak aklıyla mümkün olur.

O yüce sese kulak verelim

Şehit ve gazi ailelerinin söyledikleri, yalnızca kendi acılarının değil, bu milletin ortak vicdanının sesidir.
O ses, en yüce sestir.
Ve en yüce ses, en son duyulan ses olmamalı.

Eğer Terörsüz Türkiye Komisyonu, bu sesleri gerçekten anlayarak dinlerse; işte o zaman bu ülke, yarınlarına daha güvenle bakabilir.
Çünkü şehitlerimizin emaneti olan bu vatan, ancak o emanete sahip çıkanların omuzlarında yükselecektir.

Bu yazı toplam 10 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
TANDOĞAN UYSAL Arşivi

Bir Türkiye Hayalim Var…

01 Aralık 2025 Pazartesi 09:50