Hasan Telli

Hasan Telli

Zamanı Geldiğinde Gitmeli İnsan

Zamanı Geldiğinde Gitmeli İnsan

İnsan bazen gitmeli! Kalıplarının dışına çıkarak, bildiği korunaklı limanlarını terk ederek uzaklara gitmeli… Her zamanki kendisini, ayrıldığı yerde bırakarak yeni düşüncelerle yola çıkmalı. Tutunduğu şeylerden sıyrılarak; yeni düşüncelere, yeni deneyimlere ve yeni bir yaşama yer açmalı biraz daha büyümek için. insan bazen gitmeli. Hata mı olur? Şöyle mi olur, böyle mi olur? “Hata mı olur? Şöyle mi olur, böyle mi olur?” düşünceleriyle zihnini uyuşturmadan, yeni deneyimlere ve yaşama dair ne varsa hepsine her daim açık olmalıdır. Bizi tecrübelendiren, olgunlaştıran ve en çok büyüten deneyimler değil midir zaten? Yaşama doğmuşuz bir kere, korkunun ecele faydası yok! “Olumsuz şeyler yaşarım ya da hata yaparım” diye yerinden hiç kıpırdamadan yaşamaktansa, adım atıp yaşam deneyimlerini yaşamalı insan. Hep aynı yerde kalmak, yerimizde saymak demektir. Suya sabuna dokunmadan ve hiçbir şey yapmadan beklemek, gerçekten yaşamak mıdır? Hiç gitmezsek, hep kendimizde kalır mıydık sahiden? Hareket ettikçe; dağlarda, denizlerde ve yollarda yine ‘kendimizi’ bulmaz mıydık?

***

İnsan bazen uzaklaşmalı! Gittiği yere büyük umutlar bağlamadan, ayrıldığı yerdeki “gemileri yakmadan” gitmeli… Çok konuşan, geveze zihnini evde bırakarak; yanına sadece yüreğini alarak, alıp başını yüreğinin götürdüğü yerlere gitmeli. Eski anıların, aktörlerin ve eskimiş düşüncelerin zihnindeki “oyunlarından” kurtularak, yeni hikayeler yazmak ve yaşamak için gitmeli zaman zaman.

***

Şimdi nereden çıktı bu gitmeler? Bazen insan istemese de gitmeli. Gitmeyi sadece fiziki olarak düşünmemek lazım aslında kimi zaman insan kendi bir bilgisayar gibi restlemeli. Uzun süre çalışmanın verdiği zihin ve beden yorgunluğunu atmanın aslında en kolay yolu. Gecenin karanlığında şehir ışıklarından uzak tepelerde yıldızlara bakarak ayakları toprağa basıp beyninde zihninde ne varsa boşaltmalı.

***

Bazen daralır insan… Etraftaki entrikalar, mentrikalar şunlar bunlar… Daraltır insanı işte! Plastik gülüşlerden, yalancı sevişlerden, çıkarcı dostluklardan midesi bulanır artık… Saf ve temiz bir dünya çizer hayallerinde… Oraya gitmek ister… Ama tek başına gitmelidir oraya… Onu bekleyen tek bir şey olmalıdır orda… Yalnızlık! Bazen sessizleşir insan… Etrafa saçtığı gülücüklerden tek bir iz kalmaz yüzünde… Çünkü bilir ki eğer gülümserse ona da biri gülümseyecektir mutlaka… İçten olmayan bir gülümseme görüp bir kez daha samimiyetsizlik karşısında yıkılmamak için gülümsemeyi unutmaya çalışır kendince… Ya da ona öyle gelir… Samimi bir gülümseme dahi olsa inanmak istemez… Çünkü karşısına hep samimiyetsizlik çıkmıştır onun… Suya muhtaç toprağa benzer yüreği… Samimiyete muhtaçtır o yürek! Bazen tek bir kelime bile insanın canını sıkmaya yeter… Bazen tepesi atar insanın bazen de yüreği yaralanır… Söylenen sözü kabullenircesine susar bazen… Hiçbir şey söylemez… Gözleri konuşur sadece, onlarla anlatmak ister her şeyi… Yüreğine cam kırıntıları serpilmiştir bir kere ve kanıyordur artık… Fakat acısını belli etmemek için tutar kendini…

***

İnsan bazen her şeyden uzaklaşmalı. Kimliğinden, rollerinden sıyrılarak; derinliklerindeki kişi olmaya izin vererek yollara düşmeli. Bilmediği ülkelerde, hiç bilmediği sokaklarda dolaşmalı. Bilmediği sokaklarda, kendisini yeniden keşfetmeli… Köşe başlarının nereye ulaştığını bilmeden, bilinmeze doğru yol alma cesaretini gösterebilmeli. Geçmediği yollardan, daha önce gitmediği sokaklardan gitmeli, hiç yaşamadığı anılardan ve mekanlardan geçmeli yolu. Bambaşka denizlerin, başka çiçeklerin karıştığı rüzgarların havasını içine çekmeli, başkalaşmalı, yenilenmeli ve genişlemeli… İçine çektiği her şeyle birlikte biraz daha çoğalmalı, renklenmeli ve çeşitlenmeli.

Ne kimseden kaçarak ne yaşama koşarak sadece yola çıkmak gerek adı gitmek olsun diye. Zaman mekan aramadan yer iz yol sormadan canını savurmak her istediğin yere.

Bu yazı toplam 1151 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Telli Arşivi
SON YAZILAR