Geçtiğimiz yıl Nisan ayında yapılan referandum ile Parlementer sistem yerine Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş oylanarak 2019 sonrasında uygulanması kabul edilmişti. Şimdilerde 2019 öncesi 50+1’i kim nasıl bulur yada kim nasıl sağlar bunun çalışmalarını yapılıyor. Herkes 50+1’i bulabilmek için farklı hesaplar ortaya koyuyor. Sitem üzerin fikirlerimi referandum öncesi ve sonrası yazılarımda defalarca aktardım bu yüzden sistem üzerinde konuşmak yerine 50+1 ne getiriyor onu konuşmak daha etkili olur diye düşünüyorum. Toplumun yarısından fazlasının istediği yada tercih ettiği biri tarafından yönetilmesi gerçekten önemli. Azınlık olmayan genel kabulü olmuş bir yönetici olmak önemli peki sadece Cumhurbaşkanlığında mı? Tabi ki değil!

***

Bence 50+1 ülke genelinde yapılacak tüm seçimler için gerekli ve elzem bir durum. Bir kenti yöneten belediye başkanının o kentte oy verenlerin sadece yüzde 35 ile başkanlığı kazanmasının anlamı geri kalan yüzde 65’lik çoğunluğun düşüncelerini yansıtmaması anlamına geliyor. 2014 yerel seçimlerini baz alalım. Alfabetik sıra ile önce kendi ilçelerimize bir bakalım. Bodrum’da Mevcut Belediye Başkanı Mehmet Kocadon yüzde 50,8’lik bir oranda oy alarak başkanlık koltuğuna oturdu. Azınlığın değil çoğunluğun başkanı olarak görev yapıyor. Dalaman ilçemizde ise Muhammet Şaşmaz başkan seçimde oyların yüzde 32,5 alarak başkanlık koltuğuna oturdu. Azınlığın başkanı olarak karşısında ona oy vermeyen yüzde 67,5’lik seçmene karşı mühür onda. Datça’da durum biraz karışık yüzde 46’lık oyla başkalık koltuğuna oturan Şener Tokcan 1 Temmuz 2015 tarihinde istifa ederek görevinden ayrıldı. Sonrasında belediye meclisinde yapılan seçimle Gürsel Uçar seçildi. Ancak seçimlerde seçmen belediye başkanlığı için ayrı meclis üyeleri için ayrı pusulalarda oy kullanmıştı. Seçmen Gürsel Uçar’a mecliste görev vermişti. Gelelim Fethiye’ye. Fethiye seçimlerinde DP adayı Behçet Saatçı yüzde 33,1 oyla başkanlık koltuğuna oturdu. Azınlığın başkanı olarak koltuğa oturan Saatçı’nın karşısında yüzde 66,9’luk bir muhalif cephe bulunuyor. Küçük ilçelerimizden Kavaklıdere’de ise sonuçlar demokraside olması gerektiği gibi. Yüzde 51 oy oranı ile Mehmet Demir başkanlık koltuğunda. Geçtiğimiz seçimlerde belki de 50+1’e en çok ihtiyaç duyulan ilçe Köyceğiz’di. Oyların yüzde 46,1’i alan Kamil Ceylan 13 oy farkla başkanlık koltuğuna oturmuştu. Marmaris’te ise yüzde 49,7’lik oy oranı ile ipi göğüsleyen Ali Acar olmuştu. Ancak Acar’ın karşısında yüzde 50,3’lük bir muhalif cephenin bulunduğuna da dikkat etmek lazım. Merkez ilçe Menteşe’de ise yüzde 47,2’lik oy oranı ile Bahattin Gümüş başkanlık koltuğuna oturan isim oldu. Gümüş’ün karşısında ise 52,8’lik bir muhalefet var. En büyük ikinci ilçe Milas’ta ise tam bir ortadan bölme var. Oyların yüzde 50’sini alan Muhammet Tokat başkanlık koltuğunda. Karşısında yer alan muhaliflerin oranı da aldığı oy kadar. Ortaca İlçesinde ise oyların yüzde 48,4’nü alan Hasan Karaçelik başkanlık koltuğunda. Karşısında yüzde 51,6’lık bir muhalif gurup var. Çiçeği burnunda yeni ilçemiz Seydikemer’de de durum aynı. Oyların yüzde 40,4’nü alan Yakup Otgöz başkalık koltuğunda oturuyor. Ancak karşısında yüzde 59,6’lık bir muhalefet var. Ula ilçemizde de Ümit Karaaslan oyların yüzde 43’nü alarak başkanlık koltuğuna oturdu. Karşısında ise yüzde 57’lik bir muhalefet var. Belki de çemenin üç aday arasında kaldığı tek ilçe Yatağan. Yatağan’da oyların yüzde 34,3’nü alan Hasan Haşmet Işık belediye başkanlığı koltuğunda. Ancak karşısında yüzde 65,7’lik bir muhalefet var.

***

Bu tespitlerden sonra gelelim kıssadan hisseye. Cumhurbaşkanlığı seçiminde, referandumda aranan 50+1’lik şart neden diğer seçimlerde aranmasın. Toplumsal mutabakatın sağlanması için önemli değil midir? Toplumsal mutabakat sadece Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde mi önemli merak ediyorum. Yeni uyum yasalarının görüşüleceği günlerde yerel seçimler içinde toplumsal mutabakatı sağlamak için değişiklik yapılarak 50+1 uygulamaya sokulmalı.