Hasan Telli

Hasan Telli

SUSUZ YAZ

SUSUZ YAZ

Son dönemde bir türlü bitmeyen su kesintileri artık bizleri yeni çareler aramaya sek ediyor. Aklımdan geçmedi dersem yalan olur apartmanın bahçecine bir sarnıç yapmak! En azından gelecek yazı kurtarırız diye düşündüm. Sonrasında acaba Muğla için neler yapılabilir diye düşünmeye başladım. Sanırım MUSKİ de düşünmüştür diyeceğim ama düşünse biz bu sıcakları susuz geçirmezdik. 1963 yapımı yönetmenliğini Metin Erksan’nın yaptığı güçlü oyuncu kadrosu Erol Taş, Hülya Koçyiğit, Ulvi Doğan’nın üstlendiği SUSUZ YAZ filmi aklıma geldi. Acaba çevrede arazisinde su kaynağı olan var mı? Filmde Su sıkıntısı çeken köy halkı, yaşayabilmek için suya, su içinse su kaynaklarını arazisinde bulunduran Osman ve Hasan isimli kardeşlere muhtaçtırlar. Ağabey Hasan her zaman açgözlü ve hırslı olan taraf olmuştur. Köylülerin yakarışlarına rağmen bir damla bile su vermeyi kabul etmez. Haliyle işler fazlasıyla değişir. İyi yürekli Osman ise ağabeyinin zıttı dır. Bu genç adam ağabeyinin hırsı ve hataları nedeniyle hapishaneye dahi düşecek, aile yapısı yerle bir olacaktır.

Susuz Yaz, içerisinde barındırdığı kuvvetli siyasi taşlamaları ile politik sinemamızın az sayıdaki örneğinden biridir. Ülkemizde uzunca süre gösterimi yasaklanan yapıt Berlin Film Festivali'nde Altın Ayı ödülünü kazanarak olağanüstü bir başarı göstermiştir. Ne dersiniz var mı marazisinde su çıkan?

***

Eskiler suyu su kemeri ile kaynağından şehirlere taşımış. Örnek Phaselis antik kenti. Yine eskiler sarnıçlarla yağmur sularını depolamış. Sarnıç ve su kemerinin modern kombinasyonundan kasıt, yağmur suyunun, su kemerinin ve sarnıcın ikamesi modern bir sistemle modern su depolarına, göletlere, barajlara taşınması gibi uçuk (bilmiyorum belki de bu konuda çalışmalar, projeler mevcut olduğu için o kadar da uçuk değildir) bir öneri benimki. Muğla’da bu yıl hatırı sayılır miktarda yağmur gördük. Peki kuyulardaki su seviyesini değiştirdi mi? Pek değil. Peki, apartmanların, İş Merkezlerinin, sitelerin, Hollanda'da örneklerini gördüğümüz, su oluklarıyla beslenen depoları mevcut mu? duymadım, görmedim.

***

Ben MUSKİ’nin başında olsam (ki olamam, otur oturduğun yere sen kimsin), ilk olarak, yeni yapılacak binalara otoparkın yanı sıra, yağmur suyu ile beslenecek su deposu şartı getiririm, kurumsal şirketlere ait binalarda dahil. Böylece ciddi su tasarrufu/birikimi olur. İkincisi de bahsettiğim bu uçuk (uçuk mu lan deyiverin gari?) proje için sanayi kuruluşları, üniversite, DSİ ve karayolları ile ciddi proje çalışması yapar, buna da merkezi hükümetten, uluslar arası fonlardan bütçe desteği sağlamaya çalışırdım. Teknik olarak nasıl yapılır, su nereye (bir-iki tane baraja/gölete mi su taşınır, yoksa bölgesel depolar oluşturulup oralara mı), nasıl bir metotla (yer altı/üstü, yol seviyesi, yol seviyesinin üstü; boruyla mı, kanalla mı, oluklarla mı) taşınır, nerelerdeki su (ekilip biçilen topraklar, ormanlar ile parkların dışındaki, betonla kaplı kent merkezlerinin yağmura ne kadar ihtiyacı var, oraya düşecek yağmurun önemli kısmı başka yerlere aktarılabilir), nasıl biriktirilir (binaların, yolların üzerine düşen su nasıl toplanıp alçak seviyelere aktarılabilir), bir proje ortaya konabilir mi, gibi konuların, dediğim kurum ve kuruluşların bir arada değerlendirmesine ihtiyaç duyacağı tabii.

Düşüne düşüne bunu mu buldun la hıyar denebilir tabi, ama doğan tüm çocukları aşıyla yaşatmaya kararlı medeniyetimiz bu eğilimle giderse, ne toprak yetecek, ne de özellikle su. Toprak veri olduğuna göre, en azından suyu biriktirmek için ısrarcı ve inatçı olmalıyız.

Bu yazı toplam 905 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Telli Arşivi
SON YAZILAR