Türkiye vatanımız 15 Temmuz darbe sonrasında, hepimizin acı tecrübeler ile yaşadığımız büyük bir tehlike atlattı. Vatan haini FETÖ nün giriştiği bu eylem dış eksenli ABD ve AB destekli olduğu apaçık her alanda ortaya çıktı.

Yakın tarihte bir Avrupa Birliği ülkesinde toplanan FETÖ nün kaçan elebaşları ve diğer terör örgütleri son dönemlerde yurtdışında birlikte hareket ettiğini özellikle görmekteyiz. Türkiye vatanımız aleyhine ne kadar örgüt varsa bu tarihlerde hepsi bir araya geldi.

Türkiye şu sıralar, Savunma sanayinde %80’lik yerlilik oranı ile Dünya’da hatırı sayılır bir küresel güç oldu. Türkiye’nin sürekli bölgesinde güçlenmesi içte ve dışta elbette birilerini çok ciddi rahatsızlık vermektedir. Türkiye’nin ilerlemesini engel olmak için de her alanda vatanımız aleyhinde bize karşı belli güçler çalışmaktadırlar.

Türkiye Savunma sanayi gibi belli alanlarda çok güçlenmiş olsa da, jeopolitik olarak etki alanını küresel ölçekte güçlendirmiş olsa da, küresel ölçekte henüz tam anlamı ile güçlü olabilmiş değildir. Bunun en büyük etkisi karşımıza EKONOMİ olarak çıkmaktadır.

Türkiye ekonomik olarak, Mavi Vatan’da, Doğu Akdeniz’de petrol ve gaz yatakları ile güç kazanma mücadelesi vermektedir. Bunun yanında yıllarca terör olayları ile boşalan alanlarda petrol bulma ve çıkarma girişimleri arttırma ve güçlenme konusunda yoğun çalışmalar yapmaktadır. Enerji boru hatları ve ticaret yolları ile güçlü merkez ülke olma yolunda ilerlerken, halen ekonomi alanında kendini tam anlamı ile güçlendirebilmiş değildir.

Ekonomi para politikaların, yoğun enflasyon döneminde, sıkılaştırma tedbirlerin uygulanması, kur korumalı mevduat uygulaması, vatandaşlarımızın satın alma güçlerini ciddi düşürmüştür. Hayat pahalılığın sürekli artmasına, ürün fiyatların her alanda yükselmesi ile yoğun bir ekonomi sorunu ile karşı karşıya kalınmıştır.

Bunun olumsuz etkileri Dünya’da pandemi sonrası yaşanan ekonomik sorunlar yanında, Hatay depremi sonrası bölgemiz de altyapının tekrar kurulması ile yapılan maliyetlerin artması da elbette çok etkili olmuştur.

Tüm bu olumsuzluklar yanında, Liberal Kapitalist sisteminde, faiz oranın artması ve faiz ödemeleri, gelir dağılımdaki aşırı adaletsiz dağılım, azınlığın aşırı zenginlik karşısında fakirliğin her alanda çoğalması, enflasyonun artması ile satın alma gücü sürekli düşmüştür.

Aşırı fahiş fiyat pahalılığı ve denetimin olmayışı, asgari ücret artışı ile birlikte hemen zamların sürekli artması, emeklilerin gelirin çok düşük seviyede kalması, her alanda kamu israfın sürekli artması gibi sebepler ile vatandaşlarımız ekonomi politikalarına karşı büyük bir tepki oluşmuştur.

Türkiye’nin içteki ve dıştaki düşmanları, bu ekonomi sorunları yaşadığımız bu aleyhteki durumlardan her ortamda faydalanmak için elbette harekete geçerek, ülkemizi daha da zor durumda bırakmak için sürekli çalışmaktadırlar. Türkiye karşı büyük bir planın parçası olarak bizleri her alanda zayıflatmak için belli güçler her zaman karşımıza çıkmaktadır.

Türk halkı ekonomi alanında yaşadığı sorunlardan dolayı seçimlerde gerekli mesajı idarecilere elbette vermiştir.

Allah’ın İzni ile güçlü ve azimli olan TÜRK MİLLETİNİN feraseti ve yıkılmaz azmi ile nasıl DARBE ye karşı canlarını siper ederek engelledi ise yine bu zor dönemlerden EKONOMİ alanında güçlenerek de çıkacaktır. Bize karşı yapılacak oyunları da engelleyecektir.

Şunu unutmamak gerekir ki, Türkiye’de uygulanan Liberal Kapitalist ekonomi politikaların sürekli FAİZ ve KUR baskısı ile daha önceki yıllarda nasıl ülkemizi zor duruma düşürülmek istediğimizi de unutmayalım, Sürekli KUR baskısı ve FAİZ ödemeleri ile bu sömüren ekonomi yapısı ile güçlü Türkiye çıkamaz.

Türkiye’yi içte ve dışta her daim yıpratmak ve bölmek için uğraşan, kendini çeşitli sıfat ve maskeler ile gizleyenler TÜRK MİLLETİN birlik ve beraberliği için kıymetli olan tüm değerlerimizi hiç çekinmeden kendi menfaati için kullanmaktadırlar. Küresel güçlerle içte ve dışta iş birlikçi içinde olanlar ülkemizde rahat hareket ediyor ve dikkat edilmiyorsa güçlü Türkiye çıkamaz.

Türkiye ülkemizde EKONOMİ başta olmak üzere çeşitli sektörlerdeki Esnaflar, İşadamları iş ve ticaretlerinde vatandaşlarımızı fahiş fiyatlarla sömürüyorlarsa, kandırıyorlarsa, haksızlık yapıyorlarsa, adaletsiz davranıyorlarsa, buna engel olunmuyorsa güçlü Türkiye çıkamaz.

Süresinde ve zamanında işi teslim etmeyip vatandaşlarımıza eziyet ediyorlarsa, çıkar ve menfaati için Bukelamun ustalığında her renge girip para için takla atıyorsa ve bunca yapılan adaletsizler, haksızlıklar ve yanlışlıklar yapanın yanına kar kalıyorsa, bu faizli Kapitalist sisteminde insanların emeği, sermayesi, kaynakları sömürülüyor ve buna sessiz kalınıyorsa, güçlü Türkiye çıkamaz.

Mazlumların, fakirlerin, güçsüzlerin, kimsizlerin sözü işitilmiyor, görülmüyor, onlara değer verilmiyorsa, birlik ve beraberliğimizin teminatı olan Türk örf adet ve İslami değerlerimiz önemsenmeyip, itibarsızlaştırılmaya, yıpratılmaya engel olunmuyorsa, Birey, Aile ve Toplum sürekli ahlaken parçalanıyor ve yozlaşmaya engel olunmuyorsa, güçlü Türkiye çıkamaz.

Siyaset içinde halkın menfaatini değil de kendi çıkar menfaatini ön planda tutuluyorsa, benim şahsi siyasi ikbalim daha önemli diyerek halkı önemsemiyorsa, benim şahsi ekonomik çıkarım her şeyin önündedir deyip yetimin ve mazlumun hakkını yiyorsa, Ülkesi ve halkı için mücadele eden dürüst erdemli kişi ve siyasetçiler engel olunup, yıpratılıp bertaraf ediliyorsa, hatalar görüldüğü ve bilindiği halde bunlara ses çıkarmayıp engel olunmuyorsa güçlü Türkiye çıkamaz.

Allah’ın izniyle TÜRKİYE olarak, TÜRK MİLLETİ Anadolu irfanı ve feraseti ile Milli ve Manevi değerlerine, özüne sahip çıktıkça, kadim tarihi tecrübesi ile hatalarından dersler çıkartarak ve kendine yapılan tüm olumsuz oyunları, her alanda yılmadan Devlet aklı ile bozmasını bilecek güçte ve kudrettedir.

Türkiye Yüzyılın da, Milli ve Manevi değerlerine sahip çıkan bir TÜRKİYE gelecekte daha da güçlenecektir. Bölgesinde lider bir ülke olarak emin adımlarla her alanda daha GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE olarak yürüyecektir.

Sevgi Muhabbet ve Dua ile kalın İnşallah

NurHan Keleş