Nurhan Keleş

Nurhan Keleş

GÜNÜMÜZÜN TEMEL SORUNU İSLAM’DA DEĞİL, SİYASİ UYGULAMALARIN DEĞERLERİMİZ İLE UYUŞMAYAN AYKIRILIĞINDADIR.

GÜNÜMÜZÜN TEMEL SORUNU İSLAM’DA DEĞİL, SİYASİ UYGULAMALARIN DEĞERLERİMİZ İLE UYUŞMAYAN AYKIRILIĞINDADIR.

İSLAM bize öğrettiği temel mesaja bakıldığında, her şeyden önce birlik ve beraberlik temelinde olmamızı, doğru, dürüst ve samimi olmamızı öğütler. Müslümanlar olarak bizler tüm sorunlarımıza rağmen, rehavete kapılmadan, çalışmalarımıza aynı kararlılıkla, azimle ve gayretle çalışmalara sevgi, saygı ve iyilikle yolumuza yılmadan devam etmeliyiz.

Her siyasi sonuçlardan dersler çıkartıp, yolumuza aynı kararlılıkla birlik beraberliğimize zeval gelmeden, aramızdaki sorunları ve bize verdiği zararları gerçekler acıda olsa, açık yüreklilikle her alanda tartışmalıyız.

Reel, akılcı ve gerçekçi eleştirme bakış açıları ile mantıklı olarak doğru bir şekilde eleştiri yaparak, gerçekleri ve doğruları arayıp bizi biz yapan değerlerimiz, Türk töremiz, örf, adet ve İslam’ın her alanda güçlenmesi için yılmadan gayretle çalışmalara devam etmeliyiz.

Bakış derinliğimizi güncel siyasi meselelerin temelinde yaparsanız gerçek anlamda asıl soruna ve asıl yapılması gereken konulara çözüm odaklı olarak gidemeyiz. Onun için konulara yaklaşır iken asıl problemin kaynağına akılcı olarak odaklanmalıyız.

Bizim esas üzerinde durmamız gereken konu bize ve değerlerimize dayatılan FAİZLİ KAPİTALİST sistemin, yani sermayenin ve gücün tek elde toplanmasına temerküz etmesine ortam sağlayan sistemin ürünü olan SİYASET ilişkisidir.

Problemin temel kaynağı İSLAM’da değildir. Biz Müslümanlar İslam’ı inancımız gereği kendimize temel referans olarak alsak da, maalesef yaşamımızın her alanına uygulamıyoruz. Türk töremiz, örf, adet ve İslami esaslara göre hareket etmediğimizden dolayı SİYASİ karar ve uygulamalarımız da İslam’a uygun olmayan aykırı birçok yanlış faaliyetlerimiz bireysel çıkar ve menfaat temelinde yürüttüğümüz için bu hatalı durumlara düşülmüştür.

Ülkesi için gecesini gündüzünü katan, büyük fedakarlıklar yapan bir SİYASİ liderimiz olsa dahi, vatanı, memleketi için yılmadan, yorulmadan çalışan dürüst siyasetçilerimiz olsa dahi, maalesef sayıları günümüzde çok azdır, onların dahi göremediği, kontrol edemediği şimdiki KAPİTALİST SİSTEM yapısı içindedir.

Türk töresine örf adet ve İslam’a hizmet ettiğini söyleyen bazı siyasetçiler de zaman içersin de gördük ki kendileri DAVA diyerek, faizli Kapitalist sisteme bilerek ya da bilmeyerek olumsuz bir şekilde hizmet etmişlerdir.

Sistemin bize dayattığı, sermayenin gücün tek elde toplandığı, faizli Kapitalist sistemin yaşam biçimindeki akımına öylesine kendilerini kaptırdılar ki, mevki, makamın, paranın, zevkin markanın sefasına iyice daldılar.

Kısacası servetin ve gücün lezzetini öylesine aldılar ki, ALLAH (c.c) ve Hz Peygamber Efendimiz (s.a.v) Sünneti’ni ve Türk töremizi, örf, adetlerimizi bize öğretilenleri maalesef her alanda unuttular.

İSLAM aykırı gördüğü uygulamaları farkına vararak ya da varmayarak sistemin onlara sağladığı GÜÇ kazanma hırsı ile kendilerini faizli sisteme iyice adapte ettiler. Kendilerini ortama çok hızlı kaptırarak, günümüzde yaşadığımız birçok sosyal faciaların temel zeminini bugüne kadar çözüm üretmeyerek temel oluşturdular. Faizli sistemin nimetlerinden kısacası iyi faydalandılar ve hizmet ettiler.

Gerçek anlamda ALLAH (C.C.) rızasını kazanmak yerine, servet ve gücün lezzeti temelindeki yaşam biçimine kendini hızlı bir şekilde adapte ettiler. İslam’ın ön görmediği yaşam biçimin de fakiri ve mazlumu hiç düşünmeyen, onun hakkını savunmayan elit bir yaşam içinde halktan kopuk bir yaşamı yaşadılar.

O sırca köşklerinde elit ve zengin hayat yaşarken etrafına koruma orduları ile güvenlik kameraları ile yoğun güvenlik önlemleri aldığı bir güvenlik duvarı içerisinde, halktan kopuk bir şekilde kendilerini maalesef hapsettiler. İşte faizli Kapitalist sistemin azınlık zenginleri çoğunluk mazlum ve fakirleri her alanda yine ezdiler ve tükettiler.

İşte bu İnsanlığı her alanda yedi bitirdi ve tüketti. Bu yaşam biçimi İnsanlığın temel değerlerini her alanda dibe vurdurdu. Bu acı gerçeklikteki yaşam bicimi maalesef bize tokat atar gibi gerçekler ile her alanda günümüzde yüzleştirdi.

Siyasi yapımızın temel omurgası İSLAMI referans alan bir sistem altyapısında değildir. İslam temel dinamiğine bakıldığında manevi yapısı günümüzde her ortamda rahatça yaşanır iken, maddi yapısı yani ekonomi, iş ve ticari yapısı ne hikmetse İslam ile taban tabana zıt olan faizli Kapitalist sisteme terk edilmiştir.

Bu yapı, günümüz Müslümanların içine düştüğü en büyük problemi reel ve gerçekçi olarak acı gerçekliği ile karşımızda görülmektedir. İSLAM gerçek anlamda her iki yakası yani güçlü manevi yapısı, maddi yapısı ile bir türlü bir araya gelmediği için günümüzde yaşadığımız birey, aile ve toplumsal her alandaki sosyal sorunlar, sıkıntılar, problemler ve facialar bir türlü hiç bitmiyor, katlanarak artarak günümüzde devam ediyor.

Türk töremiz, örf, adet ve İslam’ı merkez alan bir siyasi liderimiz olsa dahi, faizli Kapitalist sistemi referans alan bir siyasi yapı içinde, Adalet, Hakikat ve liyakat temelin de bir yapı olmadığı için bize dayattığı kendi kurallar temelinde bu siyasi yapı içinde, ister istemez hata yapılmasını kaçınılmaz kılar.

Bireysel siyasetçilerin veya grupların yapmış olduğu kendi hatalarını, bazı çevreler de hemen özellikle İslam’ı karalamak ve yıpratmak içinde kendilerine malzeme olarak, algı yaparak kullanmaktan hiç çekinmemektedir. Güya yapılan yanlışlıklar İslam’ın kendisi gibi mal edilmeye çalışmaktadırlar. Kişilerin yaptığı hatalar kendilerini bağlar genelleme yapılamaz. İslam hatalardan münezzehtir. İslam’ın koruyucusu ve kollayıcısı yüce ALLAH (c.c) dir.

Türkiye Yüzyılın da, Türk töremiz, örf, adet ve İslami değerlerimize gerçek anlamda Adalet, Hakikat ve Liyakat anlamında sahip çıkılmaz ve dikkat edilmez ise son seçimler de yaşayıp gördüğümüz gibi, bir sonraki seçimlerde de ister istemez değerlerine önem veren kesimlerin zarar almasını, istemesek dahi zemin ve ortam oluşacaktır. Bizler değerlerimizin zarar görmemesi için her ortamlarda siyasi olarak daha da dikkatli olmak zorundayız.

Günümüz faizli Kapitalist sistemin bize dayattığı sistem karşısında ümitsiz ve çaresiz değiliz. Değerlerimizin her alanda daha da güçlü olacağı, daha Adil BİR Sistem altyapısına bizler geçmediğimiz müddetçe, bir biri ile taban tabana zıt olan bu bölen, parçalayan, çıkarcı faizli yapı içinde, sorunları her zaman acımasızca ülkemizde yaşamaya devam ederiz.

İnsanlık vahşetinin ve soykırımın yaşandığı günümüz de, vicdanlı İnsanlar olarak bize zorla dayatılan bu sömürü sistemine karşı hep birlikte DUR diyerek, kendi özümüz ve değerlerimiz temelinde daha Adil BİR Dünya kurarak, her alanda insanlığı güçlü kılmalıyız.

Sevgi Muhabbet ve Dua ile kalın İnşallah

NurHan Keleş

Bu yazı toplam 527 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurhan Keleş Arşivi
SON YAZILAR