15 Temmuz hain darbe girişimi ile ne kadar tehlikeli boyutlarda bir terör örgütü olduğunu herkesin anladığı FETÖ’nün finans ayağına yönelik operasyonlar devam ediyor. Ülke genelinde 15 Temmuz sonrası artan FETÖ operasyonlarında Muğla’nın az sayıda operasyon yaptığı söylentileri her ortamda konuşulur durumda. Peki bu söylentiler asılsız mı yoksa gerçekten de az mı oldu. Bunları düşünürken şöyle ir geçmişi tarayalım istedim. FETÖ’nün Muğla’da finansal ayağını kimler oluşturuyordu? Bu finansal ayak örgüt dışında başka neleri finanse ediyordu? Siyasetin içine de sızan FETÖ acaba Muğla’da hangi siyasi partilere kimleri yerleştirdi? Siyasi partiler içinde bulunan “Kripto” diyerek adlandırılan FETÖ’cüler Muğla için nelerin yapılmasını engelledi. FETÖ için Muğla’nın önemi nedir?

***

Muğla uzun ve bakir sahil şeridi ile rantın yüksek olduğu illerin başında geliyor. İlin bir kısmının sahil diğer bir kısmının ise kırsal olması da FETÖ için bulunmaz nimetlerden biri. Kırsal alanda kendileri için alt elemanları yerleştiren sahil kısmında ise ranta ortak olarak örgütün finans ayağını tamamlıyor. FETÖ’cüler bir bir itirafçı olmaya başlayınca 40 yıl boyunca devletin kılcal damarlarına kadar nasıl sızdıklarını, ‘himmet’ adını verdikleri toplantılarla bugün katrilyonlarla ifade edilen devasa serveti nasıl elde ettiklerini anlıyoruz… Malatya’da gözaltına alınan ve itirafçı olan FETÖ’cü M. T., ilk kez Turgut Özal Lisesi’nde 400 kişinin katıldığı ‘himmet’ toplantısına katıldığını belirtirken, “Toplantıya İstanbul’dan gelen A.R. T. ‘himmet listesini ahrette direkt peygamber efendimiz kontrol edecek’ dedi. Masaların üzerine paralar bırakıldı. Kadınlar yüzüklerini, bileziklerini verdi” demiş. Aynı soruşturmada işadamı M.T. de, “Sohbetlerde Kur’an okunmaması, sürekli Fethullah Gülen’den bahsedilmesi isteniyordu. Ayrıca çok abartılı ve uzun süreli ağlama seansları yapılıyordu. Bir sohbet hocası Fethullah Gülen’in cehennemin kapısı önünde durup kendi cemaatine iğne ucu kadar yardım etmiş kişililerin cehenneme girmesine izin vermeyeceğini, cennete alacağını anlattı” diye anlatmış himmet toplantılarında.

***

Nasıl bir ruh haline sahiplerse bu anlatılanlara inanmışlar. Dinini bilmeyen yüce yaradanın ilk emrinin “OKU” ne anlama geldiğini bilmeyenlerin kandırılması işte bu kadar kolay oluyor. Peki hali vakti yerinde işinde gücünde olanları nasıl kandırıyorlar? Hatırlıyorsunuz değil mi ‘ağlak imam’ın zaman zaman televizyonlarda veya sosyal medyada yayınlanan videolarını. Burnunu çeke çeke gözyaşlarını akıtarak sözüm ona vaazlar verirdi. Himmet toplantılarında da ‘ağlama seansları’ yapıldığına göre demek ki bu bir toplu hipnoz yöntemi. Meğer gözyaşlarıyla hipnotize edip cennet garantisi vererek trilyonlarına trilyon katıyormuş hain…

***

Ortaya çıkan bu detaylar hükümeti örgütün finans kaynaklarına yöneltti doğal olarak. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tür yapıların finans kaynağı olmadan başarılı olamayacağını vurgularken; “FETÖ’ye verilen her kuruş bu millete sıkılmak üzere namluya sürülmüş mermidir” diyor. Örgüte mali yardım yapanları affetmeyeceklerini söylüyor. Nitekim koca koca holdinglerin, servetlerinin hesabını bilmeyen nice zenginlerin bu yıllardır bu yapıya para akıttıkları hep konuşulurdu. Şu sıralar tek tük gözaltına alınan işadamlarına, holding yöneticilerine öyle görülüyor ki önümüzdeki günlerde daha birçoğu katılacak. Öte yandan FETÖ soruşturmasının eksik kaldığı bir diğer noktaya, siyasete de el atıldı. Öyle ya, devletin her kademesine sızan bir yapının siyaseti teğet geçmesi mümkün mü. Özellikle geçmişte yakın ilişki içinde oldukları AK Parti bu anlamda en fazla irdelenmesi gereken parti. 21 Mayıs sonrasında AK Parti’de de iç operasyonun başlayacağını tahmin etmek pek de zor değil.