Hasan Telli

Hasan Telli

Gazeteci Kim Midir?

Gazeteci Kim Midir?

“Hasan Fehmi Bey, Ahmet Samim, Zeki Bey, Şair Hüseyin Kami, Hasan Tahsin, Silahçı Tahsin, İştirakçi Hilmi, Ali Kemal, Hikmet Şevket, Sabahattin Ali, Adem Yavuz, Ali İhsan Özgür, Cengiz Polatkan, Abdi İpekçi, İlhan Darendelioğlu, İsmail Gerçeksöz, Ümit Kaftancıoğlu, Muzaffer Fevzioğlu, Recai Ünal, Mevlüt Işıt, Seracettin Müftüoğlu, Sami Başaran, Kamil Başaran, Çetin Emeç, Turan Dursun, Gündüz Etil, Mehmet Sait Erten, Halit Güngen, Cengiz Altun, İzzet Kezer, Bülent Ülkü, Mecit Akgün, Hafız Akdemir, Çetin Ababay, Yahya Orhan, Hüseyin Deniz, Musa Anter, Yaşar Aktay, Hatip Kapçak, Namık Tarancı, Uğur Mumcu, Kemal Kılıç, Mehmet İhsan Karakuş, Ercan Gürel, İhsan Uygur, Rıza Güneşer, Ferhat Tepe, Muzaffer Akkuş, Nazım Babaoğlu, Erol Akgün, Seyfettin Tepe, Metin Göktepe, Kutlu Adalı, Selahattin Turgay Daloğlu, Reşat Aydın, Ayşe Sağlam Derince, Abdullah Doğan, Ünal Mesutoğlu, Mehmet Topaloğlu, Ahmet Taner Kışlalı, Hrant Dink”

***

Bu isimleri hatırladınız mı? Yada kaçını tanıyordunuz? Ohlar sadece meslekilerinin gereğini yaptıkları ve kamuoyuna yansız tarafsız haberleri ulaştırdıkları için katledilen gazeteciler. Her biri vatansever, her biri işini ailesinin önünde tutan kendini kamuoyuna karşı sorumlu hisseden gazeteciler.  Mondros Ateşkes Antlaşmasından sonra, Yunan ordusunun İzmir'e çıkacağı söylentileri dolaşıyordu! Hasan Tahsin bunun üzerine Hukuk-u Beşer gazetesinde bir makale yayımlar! Namus Uğruna ismini taşıyan bu makaleden alıntı...

“Korkmuyoruz gelsinler. Hatta Masum Türk'e kastı olan bütün dünya gelsin. Süngüleriyle zaten kanayan yaramızı deşsinler. Toplarıyla evlerimizi, kuvvetlerimizi yıksınlar, alt üst etsinler, parçalasınlar! Ama asla unutmasınlar ki, Türk ölmedi, yaşıyor. Ve burayı Yunan'a vermeyecektir. Hatta silahlarımız olmasa bile, direnen ruhumuzla, coşkun kanlarımızla, sökülmeyen dişlerimizle bile bu ülkeyi savunacağız!

Namusumuzu, gururumuzu, ailelerimizin, yavrularımızın, kadınlarımızın namuslarını kurtaracak, koruyacağız. Hayır, hayır, üzülmeyelim... Biz ölmedik, yaşıyoruz... Bu memlekete göz diken kuvvetleri yakacak, eritecek ateşimiz, hem de pek bol!...”

***

Yunan İzmir’e çıkınca ilk kurşunu da kalemi kadar sert bir şekilde atar Hasan Tahsin! 1970'li yıllardaki anarşi ve terörün önlenmesi için iktidarla muhalefet liderleri arasında da yapıcı bir diyalog kurulmasından yana olan, devlet yönetiminde partizanlığın ve duygusallığın yerini akılcı, çağdaş, ılımlı bir uygulamanın almasını isteyen İpekçi, 1 Şubat 1979 gecesi İstanbul Maçka'daki evinin yakınlarında arabasında iken Mehmet Ali Ağca tarafından öldürüldü. Mehmet Ali Ağca'nın verdiği ifade de Abdi İpekçi'ye 5 - 6 el ateş ettiğini söylemiştir. Fakat olay yerinde 9 mermi ele geçirilmiştir. Bu da bir ikinci kişinin olduğunu göstermiştir. O da Oral Çelik'tir. Oral Çelik ve Mehmet Şener suikastı beraber planlamış Mehmet Ali Ağca da tetikçi olarak sonradan aralarına katılmıştır. Uğur Mumcu; “Şener iade edilirse İpekçi cinayeti aydınlatılır, yitirilen her saniye önemli” diye yazdı. Ama değil saniye aylar geçti Şener yargılandı ve delil yetersizliğinden serbest bırakıldı. Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993'te Ankara'da Karlı Sokak'taki evinin önünde, arabasına konan C-4 tipi plastik bombanın patlaması sonucu suikasta kurban giderek yaşamını yitirdi. Suikastın hemen ardından olay yerinde inceleme yapan uzmanların hiçbir delil bulamadığı, patlamayla etrafa dağılan ve cımbızla toplanması gereken delillerin ise süpürgeyle süpürüldüğü iddia edilmiştir.

***

Abdi İpekçi kendi arabasında evinin yakınlarında kurşunlanarak öldürüldü. Uğur Mumcu evinin önünde aracı patlatılarak öldürüldü. Hırant Dink gazetesinin önünde kurşunlanarak öldürüldü. Mumcu’nun arabası sıradan bir otomobildi Hrant’ın ayakkabısının altı ise delikti. İşte gerçek gazeteciler para için değil memleketinin insanı için haber yapanlardır. Eğer para için, mevki makam için, kendi ikballeri için yapsalardı hala yaşıyorlardı.

Bu yazı toplam 989 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Telli Arşivi
SON YAZILAR