Hatırladığım kadarıyla Menteşe’deki su kesintileriyle ilgili üç veya dört yazı kaleme aldım.

Özellikle pandemi döneminin baş gösterdiği tarihlerde, vatandaşlara hijyen kurallarına uyulması uyarısı sık sık yapılıyordu.

Hoş geldiğimiz zaman diliminde durumun o dönemden farkı da yok.

Hijyen kurallarına uyulması için gerekli olan en temel ihtiyaç su olduğunu bilmeyenimiz yoktur.

Ama yaşadığımız kentte, bu kuralı işletebilmemiz için gerekli olan suyumuz, pandeminin başladığı dönemde de, geldiğimiz bu günde de maalesef kesik.

Vatandaş bu kesintilerden dolayı canından bezmiş durumda.

Bu suyun temin edilmesinden sorumlu kurumların yetkililerinin bu ihtiyaçlarını nasıl karşıladıklarını bilemeyiz pek tabi ki ama vatandaşın bu ihtiyacını karşılayamadığı apaçık ortada.

Taşıma suyla değirmen dönmeyeceği gibi, taşıma suyla hijyen sağlanması da mümkün görünmüyor.

Bu durum kavurucu yaz günleri için de bir handikap.

Kısacası içinde bulunduğumuz bu durum adeta bir rezalet.

Vatandaşımız nereye gideceğini, kime müracaat edeceğini bilemez durumda.

Bilse bile yanıt alamıyor.

Kimi kime şikayet edeceksiniz ki?

Vatandaş, kesilen suyun verilmeye başladığı zaman da musluklardan akan çamurla karşılaşıyor.

Pandemi üzerine geleceği söylenen ikinci dalganın, bize göre geldiği bir dönem içinde, bari musluklardan sular aksa iyi olmaz mı?

Bari bu suyun akması için geceler gündüze katılsa ve bu sorunun çözümüne ilişkin çalışmalar yapılsa.

Söyleye söyleye dilimizde tüy bitti.

Biri çıkıp, bu kesintilerin gerekçelerini doğru bir şekilde aktarsa mesela.

Ya da vatandaşın bu soruna daha ne kadar katlanmaya mecbur olduğu anlatılsa.

Bunlar anlatılırken, önerilerde bulunulsa…

Bari bu sıkıntılı süreçte vatandaşın elini yıkamaya bulamadığı su, yüreklere serpilmeye çalışılsa.

Suyun kaynağı mı azaldı bilinmez.

Hal öyle bile olsa bu gerekçe mutlak surette vatandaşa aktarılmalı.

Böyle nereye kadar gidecek bu da bilinmiyor.

Bilinmez diyorum, doğru bilgiye de ulaşılamıyor.

Vatandaşın mağduriyeti göz ardı edilmemeli.

Bu sorun böyle devam ederse, salgına bir de bitlenme sorunu eklenecek.

Bir zahmet beyler, bu soruna bir el atsanız da, vatandaşın psikolojisi düzelse.

Bu temel ihtiyaçtan insanları mahrum etmeye kimseye hakkı yok.

Madem vatandaş mağdur ediliyor, bu mağduriyetin giderilmesi de, bu ihtiyacın karşılanması için makam işgal edenlerin vazifesi.