TANDOĞAN UYSAL

TANDOĞAN UYSAL

Ahmet Aras ve Bitmeyen Mücadele: Muğla’da Yetki, Ankara’da Hüküm

Seki Çayırı’ndan Türkiye’ye Yerel Direnişin Hikâyesi

Ahmet Aras’ın isyanı bitmiyor!

Bodrum’da da Muğla’da da aynı yetki sorunu Ahmet Aras’ın karşısına çıkıyor.

Ahmet Aras’ın paylaşımları uzun süredir yazılarımın kaynağını oluşturuyor.
Bir önceki yazımda, Bodrum Belediye Başkanı olduğu dönemde su ve yol sorunları karşısında yaşadığı yetkisizliği ele almıştım.
Geçtiğimiz gün ise, artık Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı olarak yaptığı yeni paylaşım dikkatimi çekti:
Bu kez konu, Seydikemer’in Seki Çayırı’na yapılmak istenen TOKİ konut projesiydi.
O paylaşım, sadece bir çevre duyurusundan ibaret değildi;
Türkiye’de yerel yönetimlerin nasıl sistematik biçimde etkisizleştirildiğinin bir özeti gibiydi.


Ahmet Aras Yine İsyan Etti

Evet, “yine.”
Çünkü bu ülkede yerel yöneticinin kaderi artık isyan etmek.
Yukarıdan bir karar geliyor, aşağıdakiler şaşkın kalıyor.
Bu kez mesele, tarımın, hayvancılığın ve ata sporlarının kalbi olan Seki Çayırı.
TOKİ’ye devredilip konut projesine çevrilmek istenen bu alan,
Muğla’nın yalnızca toprağı değil, hafızası.

Halk Diyor ki: “Biz TOKİ’ye Değil, Yanlış Yere Karşıyız”

Seki halkı haklı bir isyan içinde:
“Biz TOKİ’ye karşı değiliz, sadece yanlış yere karşıyız.”
Ama karar çoktan verilmiş.
Çayır artık bir doğa alanı değil, beton rezervi.
Köylünün ineğini otlattığı, çocukların koştuğu, güreşçilerin ter döktüğü alan,
şimdi rant tablosunda bir “arsa” olarak yer alıyor.

Ahmet Aras: Seçilmiş Ama Yetkisiz

Ahmet Aras, halkın oyuyla seçilmiş bir Büyükşehir Belediye Başkanı.
Ama Muğla’nın geleceğine dair kararlar hâlâ Ankara’dan geliyor.
Yerelde seçilmiş olmak, bu ülkede sadece sorumluluk getiriyor;
yetki değil.

Bir ülke düşünün: Yetki var, hüküm yok.
İşte Aras’ın isyanı bu yüzden anlamlı — ama sonuçsuz.
Kendi topraklarında bile kendi sözü geçmeyen bir belediye başkanının dramı bu.

“Doyamadınız Yok Etmeye”

Ahmet Aras’ın bu cümlesi sadece bir öfke değil, bir çağrı.
Seki Çayırı bir mera değil sadece;
bir toplumun doğayla, gelenekle ve kimlikle kurduğu bağın sembolü.

Ama bu ülkede “yeşil” artık sadece doların rengi.
Her alan, her hatıra, her nefes “konut projesi” adı altında yok ediliyor.
Bugün Seki gider, yarın bir başka orman, bir başka koy…
Ve sonunda bir millet, geçmişini kaybeder.

Konut yapılır, ama kültür yeniden inşa edilemez.

Bir Başkanın Silahı Tweet Olduysa

Ahmet Aras’ın isyanı artık sosyal medya paylaşımlarında yankılanıyor.
Basın açıklaması, paylaşım, tweet…
Yerel yönetici, kendi toprağını korumak için dijital bir megafona mahkûm.

Türkiye’de yerel siyaset, seyirci koltuğuna oturtulmuş durumda.
Bir belediye başkanının tek silahı “tweet” olduğunda,
demokrasinin de nefesi tükeniyor.

İsyanlar artık icra değil, terapi niteliğinde.
Bir belediye başkanı halkının hakkını savunurken yalnız kalıyorsa,
bu sadece bir kişinin değil, bir sistemin yenilgisidir.

Yerelin Sesi Duvarı Deler mi?

Seki Çayırı’nda yaşanan yalnızca bir çevre kaybı değil;
Türkiye’nin yönetim anlayışının röntgenidir.
Yukarı karar verir, aşağı uyar.
Bu düzen değişmedikçe, her yeşil alanın, her çayırın, her sahilin kaderi aynı olacak.

Burası Türkiye – yerelin sesi duvara çarpar,halkın iradesi minder dışında kalır,
beton ise her zamanki gibi galip gelir.

Bu yazı toplam 90 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
TANDOĞAN UYSAL Arşivi

Bir Türkiye Hayalim Var…

01 Aralık 2025 Pazartesi 09:50