TANDOĞAN UYSAL
Erdoğan Sonrası: Boşluk mu, Yeniden Doğuş mu?
TBMM Açılışındaki Yuvarlak Masa Fotoğrafının Sembolü
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yeni yasama yılı açılış resepsiyonunda objektiflere yansıyan bir kare, son çeyrek asrın siyasetini özetleyen en anlamlı sahneydi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, uzun yıllar birlikte yürüdüğü ama sonrasında yollarını ayırdığı Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan ve muhalefet temsilcileriyle aynı yuvarlak masa etrafında görüntülendi.
Bu kare yalnızca bir resepsiyon hatırası değil; Erdoğan sonrası Türkiye’nin yönünü anlatan güçlü bir semboldü.
Bir Dönemin Aynası
Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra Türkiye’yi en uzun süre yöneten lider olarak tarihe geçti. Onun döneminde devletin karar mekanizmaları, parti teşkilatı ve hatta dış politika tek bir merkezden yürütüldü.
O yuvarlak masa fotoğrafı, bu merkezileşmenin sembolü olan bir liderin, yıllar sonra hem eski yol arkadaşları hem de siyasal rakipleriyle eşit bir masa düzeninde oturmasını göstermesi bakımından tarihi bir anlam taşıyor. Gücün paylaşıldığı, sözün yeniden çoğaldığı bir dönemin habercisi.
Atatürk’ten Erdoğan’a: Kalıcılığın Sınavı
Mustafa Kemal Atatürk, Türk milletine mâl olmuş bir liderdi. Onun kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi, bir asrı geride bırakmasına rağmen hâlâ ayakta kalan tek “Türkiye partisi” konumunda.
Peki aynı soruyu bugün sormak gerekmez mi?
Erdoğan sonrasında AK Parti, tıpkı CHP gibi, liderinden bağımsız olarak kurumsallaşmayı başarabilecek mi? Yoksa diğer birçok lider partisinde olduğu gibi, lideriyle birlikte tarihe mi karışacak?
Bu yalnızca bir parti sorusu değil, Türkiye demokrasisinin kalıcılık testidir. Eğer AK Parti lider merkezli yapısından sıyrılıp kurumsallaşabilirse, Türkiye siyaseti yeni bir dengeye oturabilir. Aksi halde ülke, yine kişilere dayalı dalgalı bir politik döngüye mahkûm kalacaktır.
Masadan Yükselen Mesaj: Normalleşme
O fotoğraf, Türkiye’nin uzun yıllardır süren kutuplaşma ikliminde, “bir aradalığın” hâlâ mümkün olduğunu gösterdi. Erdoğan’ın Babacan, Davutoğlu ve farklı siyasi geleneklerden temsilcilerle aynı karede yer alması, siyasette diyalog zeminine dönüşün ilk işareti olabilir.
Yıllardır “biz” ve “onlar” arasında sıkışan Türkiye için bu kare, sadece bir resepsiyon değil; normalleşmeye dair bir umut anıydı.
Dünya Erdoğan’sız Türkiye’yi Nasıl Okuyacak?
Erdoğan, uluslararası arenada kişisel diplomasinin güçlü bir temsilcisiydi. NATO’da, Moskova’da, Doha’da aynı anda oyun kurabilen bir figürdü. Ancak Türkiye artık yeni bir eşiğe geldi:
Kişisel diplomasi döneminden kurumsal diplomasiye geçiş eşiğine.
Yuvarlak masa fotoğrafı, sadece iç siyaset için değil, dış politika için de bir dönüm noktası sayılabilir. Türkiye’nin dünyada yeniden güven inşa etmesi, “tek adamın sesiyle” değil, kurumların ortak diliyle mümkün olacak.
Bir Fotoğraf, Bir Dönemin Özeti
TBMM açılış resepsiyonundaki o yuvarlak masa fotoğrafı, Türkiye siyasetinin 24 yıllık dönüşümünü tek karede anlattı. Erdoğan hâlâ merkezdedir, ama artık masanın tek sahibi değildir.
Bu kare, Türkiye için bir geçişin, bir hesaplaşmanın ve bir yeniden yapılanmanın işaretidir.
Eğer bu masa bir görüntüden fazlasına dönüşürse; yani siyaset yeniden diyalog, kurum ve ortak akıl eksenine oturursa, Erdoğan sonrası dönem bir son değil, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında yeni bir doğuş olacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.