TANDOĞAN UYSAL
Şiddete Karşı En Sert Tavır Bodrum’dan Yükseldi”
Bodrum son yıllarda hep aynı başlıkla gündeme geldi: susuzluk.
Arızalanan hatlar, tankerler, kesintiler…
Türkiye’nin en gözde turizm merkezinin yıllardır suyla imtihanını bilmeyen yok.
Ama işte Bodrum, tam da bu olumsuz gündemin gölgesinden çıkıp bu kez bambaşka bir nedenle Türkiye’ye örnek oluyor.
Susuzlukla boğuşan bir ilçe, ülkenin en büyük toplumsal yarasına, kadına yönelik şiddete, bir merhem değerinde adım attı.
Bu adımı atan ise Bodrum Belediyesi…
Ve başında da kararlı, genç ama bir o kadar da olgun bir duruşa sahip Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci var.
Bodrum Belediyesi’nin Sessiz Ama Sert Adımı
Türkiye’de birçok yerel yönetim kadına yönelik şiddet konusunda uzun cümleler kurar.
Ama cümleler çoktur, icraat azdır.
Bodrum Belediyesi ise tam tersini yaptı.
Sakin, reklamsız ama çok etkili bir adımla Kadın Yaşam Merkezlerini hayata geçirdi.
Bodrum Bu Kez Duruşuyla Konuşuyor: Kadına Şiddete Karşı En Net Yerel Tavır
Bu merkezlerle birlikte Bodrum, şunu açıkça ilan etti:
“Biz kadınları koruyan, kadın haklarını savunan, şiddete karşı sıfır tolerans politikası güden bir kentiz.”
Bu söz kuru bir söylem değil; Çiftlik ve Bitez’de açılan merkezlerle ete kemiğe bürünmüş bir gerçek.
Tamer Mandalinci’nin Öncü Rolü
Genç bir belediye başkanı olmasının ötesinde, Tamer Mandalinci’nin bu projedeki kararlılığı dikkat çekici.
Hiçbir şov peşinde koşmadan, “en çok gereken yer neresiyse oraya dokunmalıyız” diyerek kadın savunuculuğunu Bodrum’un temel belediyecilik çizgilerinden biri haline getirdi.
Mandalinci’nin sıkça tekrar ettiği cümle aslında yapılan her şeyin özeti:
“Kadınlar güçlenirse Bodrum güçlenir.”
Bugün Çiftlik ve Bitez Kadın Yaşam Merkezleri, Mandalinci’nin bu yaklaşımının somut izleridir.
Bu merkezler öyle sıradan binalar değildir;
Bodrum’un vicdanının yeni mekânlarıdır.
Bu Adım Neden Önemli? Çünkü Bodrum İlk Kez Gerçek ‘Özgürlük’ Tanımı Yapıyor
Bodrum yıllardır “özgürlükler kenti” olarak anlatılırdı.
Ama özgürlüğün sadece yazlık bir görüntü olmadığı gerçeğini, bugün Bodrum Belediyesi çok net bir şekilde gösteriyor.
Özgürlük;
güneşin altında uzanmak, sahilde dolaşmak, gece hayatı değil…
Özgürlük, bir kadının korkmadan yaşamasıdır.
Korkmadan konuşmasıdır.
Korkmadan yardım isteyebilmesidir.
Ve işte Bodrum, tam da bu nedenle ilk kez özgürlük iddiasını gerçek bir temele oturttu.
Bir İlçe Belediyesinden Türkiye’ye Model Olacak Bir Tavır
Türkiye’nin bazı büyük şehirleri kadına şiddetle mücadeleyi hâlâ “açılış fotoğrafları” ile anlatırken,
Bodrum Belediyesi çok daha sessiz ama çok daha etkili bir yol seçti:
-Psikolojik destek
-Hukuki danışmanlık
-Üretim ve istihdam imkânı
-Sosyal dayanışma ağı
-Her koşulda “yalnız değilsin” diyen bir kapı Ve bunların tamamı yerel yönetimin gerçek sorumluluk bilinci ile yapıldı.
İşte bu yüzden Bodrum’un attığı bu adım öyle sıradan bir yerel hizmet değil;
bir duruş,
bir kimlik,
bir toplumsal mesajdır.
Bodrum Artık Sadece Turizm Başkenti Değil, Kadın Hakları Başkentidir
Susuzlukla gündeme gelen Bodrum, bugün Türkiye’nin en onurlu hamlelerinden birine imza atıyor:
Kadına şiddete karşı güçlü, net, korkusuz bir duruş.
Bir ilçe belediyesi…
Ama ortaya koyduğu kararlılık, bugün birçok büyükşehre örnek olacak güçte.
Ve tüm bu adımlarda Bodrum Belediyesi’nin kurumsal kararlılığı kadar, Tamer Mandalinci’nin genç, temiz ve korkusuz yönetim anlayışı da belirleyici.
Bodrum bu kez sahilleriyle değil;
duruşuyla, vicdanıyla, kadınlara uzattığı eliyle konuşuyor.
Ve bu ses, Bodrum’dan Türkiye’nin dört bir yanına yayılıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.