Hasan Telli

Hasan Telli

Herkese Afiyet Olsun

Herkese Afiyet Olsun

Her insanın kendine ait ve hesap vermek zorunda olmadığı bir yaşantısı vardır. Buna kısaca özel hayatı deniyor. Birde bu özel hayatın ihlalleri var. Çoğu zaman toplumu ilgilendiren olaylarla özel hayatı ihlali karıştırılır. Anayasanın 20. maddesine göre; "Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz." Bu ilkenin ihlali halinde, yani özel hayatın gizliliği ihlal edilirse artık yeni Ceza Kanununa göre fiil suç sayılacaktır. Yeni Türk Ceza Kanununda (TCK) kabul edilen "Özel hayatın gizliliğini ihlal" suçu, eski TCK'de olmayan yeni bir suç tipidir. Anayasanın 20. maddesinin yaptırımı artık 5237 sayılı Ceza Kanunundadır. Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile veya adli para cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz (Madde 134/1).

***

Özel yaşamın ihlali suçunda; eğer kişi bu duruma "rıza" gösterirse, kendisi özel yaşamının öğrenilmesine ya da özel yaşamına karışılmasına muvafakat ederse bu durum hukuka uygunluk yaratacağından ceza verilmeyecektir. Gazetecilik mesleği de bir hakkın kullanılması niteliğinde bir meslek olduğundan; gazeteciler karşısında kişi "rıza" göstermişse bu durumda hukuka uygunluk yaratılmış olacaktır. Zaten bu hukuka uygunluk nedeniyle de hakkını kullanan kimseye, yani gazeteciye ceza verilmeyecektir. Kaldı ki bu suçun soruşturması veya kovuşturması da şikayete bağlıdır. Özel yaşamına karışılan kişi, özel yaşamı öğrenilmiş olmasına rağmen şikayetçi olmadığı sürece savcı kendiliğinden soruşturma açamaz. Yani soruşturma açılamayacağından savcı da kendiliğinden iddianame düzenlenemeyeceği için; kovuşturma da yapılamayacaktır.

***

özel hayata ilişkin ses veya görüntü kayıtlarının, savcılığa veya mahkemeye verilmesi, duruşmada görüntülerin izlenmesi veya seslerin dinlenmesi halleri suç sayılmaz. İfşanın, yayın yoluyla yapılması, özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun nitelikli unsurudur. Görüldüğü gibi, TCK'nin 134 üncü maddesinde "özel hayat" tanımı yoktur. Kanun koyucu doğrudan "özel hayatın gizliliği"ni kabul etmiş ve bu gizliliğin ihlalini suç sayarak cezalandırmıştır. O halde; acaba "özel hayat" veya "özel hayatın gizliliği" nedir? "Mahremiyet" ile "özel hayat" arasında bir bağ var mıdır? "Mahremiyyet; mahrem olma hali, mahremlik" (Mustafa Nihat Özön. Osmanlıca Türkçe Sözlük. 1. b.s. Ankara: Bilgi Yayınevi, 1971. s. 440) şeklinde geçmektedir. Mahrem kelimesi ise; "1. Şeriatın yasak ettiği, 2. Evlenmeyi şeriatın yasak ettiği, nikâh düşmeyen, 3. Yakın akrabadan olduğu için kadınların kendisinden kaçmadığı, 4. Biriyle içli dışlı, her türlü işlerini bilen, 5. Gizli, herkese söylenmez; herkesçe bilinmemesi gerek" anlamına gelmektedir (Özön. A.g.e., s. 440). Türkçe sözlükte ise mahrem; "1. Yakın akrabadan olduğu için nikah düşmeyen, 2. Başkalarına söylenmeyen gizli, 3. Sırdaş" olarak geçmektedir.

***

Özel hayatın ifşa edilmesi bir suçtur ama özel hayatı sayesinde kendi yada başkalarına diğerlerinden farklı bir kazanç getiriyorsa suçtur. Bu suçun ifşa edilmesi ise suç değil vatandaşlık görevidir. Örneğin bir öğretmenin yaşadığı aşkın kimseyi ilgilendiren bir durumu yoktur ancak öğretmen yaşadığı aşk karşılığında öğrencilerini ayırıyor ve iltimas sağlıyorsa suçtur. Örnekler farklı mesleklerden de çoğaltılabilir, lütfen örnekteki mesleğe takılı kalarak sığ yorumlar yapmayın.

Bu yazı toplam 1172 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Telli Arşivi
SON YAZILAR