“Yağdı yağmur çaktı şimşek sendemi sebastiyan” işin aslı bir hafta sonu yazısı yazmak için geçtim bilgisayar başına zira geçtiğimiz Pazar günü yapılan seçimlerin ardından gündem hep siyaset. Biraz gündemden uzaklaşıp insan olmanın verdiği değerlerin üzerinden gidelim. Yaşamak için her gün değişiriz. Beklide yaşamın ana felsefesidir değişim. Kim diyebilir ki benim bir önceki günüm bir sonraki günümle aynı hiç değişmiyor diye. Bir kere su içtiğiniz süre ile bir sonraki gün içtiğiniz süre bile farklıdır.

***

Önemli olan hayat karmaşasında yaşadıklarımızdan keyif alabilmektir. Hepimizin isteği değil midir, hayattan keyif almak? Hani her şeyden mutlu olabilen insanlar vardır ya, işte onlar gibi yaşamdan doyasıya zevk almaktan bahsediyorum. Ne bileyim, bir yorgunluk kahvesi içerken gülümseyebilmekten, evine gidip güzel bir film izleyerek, günün bütün stresinden kurtulabilmekten, çimenlerin üzerine yatıp bulutları izlemekten deli gibi keyif alabilmekten bahsediyorum aslında.

***

Nasıl oluyor da bazıları hayatın tadını doyasıya çıkartırken, bazıları “hayattan hiç zevk almıyorum, mutsuzum, umutsuzum” gibi cümlelerle ellerini kaldırarak teslim olmayı tercih ediyor? Küçük bir azınlık dışında hiç kimse hayattan ne şekilde keyif alınacağını bilmiyor? Neden bazıları hayattan zevk alma konusunda fazlasıyla yeteneksiz? Aslına bakarsanız, bu sorunun cevabı gayet açık ama ben yine de söyleyeyim. Çünkü hayattan keyif almak tek kelimeyle bir tercih meselesi. Zaten çevrenizde seçimini bu yönde yapmış insanlar varsa, şimdi ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacaksınız. Evet, “yaşıyorum, mutluyum ve hayatımdan tam anlamıyla hoşnut um” diyebilenlerden bahsediyorum. Sizin etrafınızda da böyle kişiler var mı? Her zaman gülümseyen, hayata hep pozitif bakan ve etrafına aynı iyi enerjiyle ışık saçanlardan konuşuyorum. Acaba böyle insanlar sizin hayatınıza da farklı renkler katıyor mu? Neden bu soruları soruyorum, biliyor musunuz? Çünkü yaşamınızda böyle insanlara yer veriyorsanız ya da bahsettiğim özelliklere sahip kişilerle daha önce tanışma fırsatı bulduysanız, şanslısınız demektir. Zira onları görüp de hayattan keyif alma hususunda ilham almamak pek mümkün değil. Diğer taraftan, belki de dediğim durumu yaşayacak kadar şanslı değilsiniz. Sonuçta; herkesin etrafında hayatın her anından zevk almayı bilen başarılı insanlar yok ama bu hayattan tat almanın yollarını asla öğrenemezsiniz, anlamına da gelmiyor.

***

Hayattan tat almanın yolları belli ancak önce istemelisiniz. Hayattan tat almayı bilinler dizginleri hiçbir zaman başka birinin eline vermezler. Hayatları hakkındaki her kararı kendi istekleri doğrultusunda alır, “el alem ne der” diye düşünüp mutsuz olacakları şeyler yapmazlar. Çünkü onlar hakkını vererek yaşamanın bunu gerektirdiğini çok iyi bilirler. Birileri istiyor diye saçma sapan seçimler yapmanın ne kadar yanlış olduğunun farkındadırlar. İşte bu yüzden de çok az kişinin sahip olduğu “hayatımı ben yönetiyorum” diyebilme hakkını kazanmanın keyfini yaşarlar. Birlikte vakit geçirdikleri insanların onlara bir şeyler kattığından emindirler. Yani onları kötü etkileyecek kişilerle görüşmekten kaçınırlar. Arkadaşlarının da kendileri gibi hayattan keyif almayı bilen pozitif insanlar olmasına fazlasıyla dikkat ederler. Her şeyden şikayet eden, sürekli mızmızlanan, kısacası insanın yaşam enerjisini sömüren ruh emici tiplerden olabildiğince uzak dururlar. Ve bu yaklaşımları sayesinde de yakınlarıyla hem eğlenir hem de kaliteli vakit geçirirler.