ARKEOLOG SUDE BAYRAKTAROĞLU

ARKEOLOG SUDE BAYRAKTAROĞLU

KARİA BÖLGESİ COĞRAFYASI

KARİA BÖLGESİ COĞRAFYASI

Yaşadığımız ülkenin yada şehrin bugününü anlayabilmek için geçmişini incelemek gerekir. Geçmişi anlayabilmek için, o dönemin coğrafyasını, tarihini ve kültürünü oluşturan unsurları bilmek gerekir. Coğrafya bir kültürü oluşturan en önemli unsurlardan biridir. Karia bölgesinin bugün bile ilgi çekici bir turizm merkezi olmasının nedeni eşsiz güzellikte olan koyları, uzun kumsalları ve geçmişten günümüze kalan maddi kültür varlıklarının zenginliğidir. Karia Bölgesi, coğrafyanın sunduğu doğal yol ağları sonucunda en eski çağlardan beri göç ve ticaret yollarının kesiştiği bir nokta olmuştur. Anadolu’nun güneybatısında yer alan Karia Bölgesi ve burada yaşayan çeşitli etnik topluluklar siyasal ve kültürel olarak dikkat çekmektedir.

Karia sınırları genel olarak doğu ve güneydoğuda Phrygia ve Lykia, kuzeyde Lydia ve Ionia bölgeleriyle komşudur. Batısı ve güneyi ise Ege Denizi ile son bulmaktadır. Coğrafi sınırları; kuzeyde Maiandros (Büyük Menderes) ile Messogis (Aydın Dağları), güneyde İndos (Dalaman Nehri), kuzeydoğuda Salbakos Dağı (Babadağ) yer almaktadır. Doğudaki en uç Karia şehirleri kuzeyden güneye doğru Aphrodisias(Geyre), Herakleia Salbakos(Vakıf) ve Apollonia(Medet) olup, batıda ise Kalymnos(Kelemez Adası), Kos(İstanköy), Nisyros(İncirli Ada) ve Rhodos gibi Yunan adaları ile sınırlandırılmıştır.

Bölgenin batısında kalan kıyılar, yarımadalar, körfezler, koylar ve buna bağlı adalarla kaplıdır. Knidos(Datça), Kerameikos(Gökova) ve Mandalya(Bodrum-Güllük) Körfezi en önemlileridir. Geniş sahil şeridi ve adalar, denizcilerinin konaklamalarına, ticaret yapmalarına olanak sağlamıştır. Korunaklı limanları, Akdeniz’in doğu ve batı arasında bir köprü olmasına neden olmuştur.

En büyük nehri Maiandros(Menderes), iç batı Anadolu’dan doğup, batıya doğru akar, Denizli, Nazilli, Aydın ve Söke’yi aşarak güneybatıya döner ve Miletos harabelerine yakın bir yerden Ege Denizi’ne dökülür. Menderes Vadisi’ni izleyen yol hattı dağlık iç kesimlere geçişi sağlarken, aynı zamanda bölge halkının denize ulaşmasına kolaylık sağlamıştır.

Morsyros(Vandalas Çayı), Harpassos(Akçay) ve Marsysas Çayı(Çine) bu nehrin kollarıdır ve alüvyonlarıyla Söke Ovası’nı doldurarak Latmos Körfezi’nin önünü kapatmış ve Bafa Gölü’nü oluşturmuştur. Bu nedenle antik dönemlerin liman kentlerinden biri olan Miletos ve Latmos Herakleia kentleri kıyıdan tamamen uzaklaşmıştır. Güneybatıda Kybersos(Sarıçay), Mylasa(Milas) yakınlarında denize ulaşır. Güneyde ise Kalbis Nehri(Dalyan) sularını Kaunia Gölü’ne(Köyceğiz Gölü), İndos(Dalaman Çayı) Sarıgerme’den Akdeniz’e ulaşmaktadır.

Bölge özellikle iç kısımlarda dağlık ve körfezlerle yüklüdür. Bu dağlar arasında yer alan alüvyonlu vadiler ile yüksek platolar bölgenin verimli olmasının en büyük etkeni olmuştur. Bölgenin eğimli yamaçları ve kanyonları nedeni ile yerleşim alanları, teraslar ve peyzaj düzenlemeleriyle yapıları konumlandırmışlardır. Böylelikle yapılar ve coğrafya birbirine uyum sağlayabilmiştir.

Doğudaki dağlık kesim ile batıdaki kıyı şeridi olarak iki büyük bölüme ayrılan bölgede farklı iklim özellikleri görülmektedir. Kıyı şeridinde ve kıyıya yakın yerleşimlerde Akdeniz iklimine rastlanır; aynı özellik iç kesimin batı ve kuzeyindeki alçak kesimlerde de görülmekle birlikte, doğuya doğru denizden uzak ve yüksek alanlarda karasal etkiler kendini göstermektedir.

Bölge halkının geçim kaynakları coğrafi özellikleri nedeniyle kıyı kesimlerde balıkçılık ve deniz ticaretine dayanmaktadır. İç kesimlere gelindiğinde ise dağlık alanlarda küçükbaş hayvancılık, ovalarda ise tarım yapılabilmektedir. Ayrıca bölgede ana üretim, arıcılık, zeytincilik ve bağcılıktır.

Kısacası, Karia bölgesinin coğrafi konumu, doğal kaynakları, bitki örtüsü ve iklimi tarihöncesi dönemlerden itibaren kendine özgü bir yerel kültür oluşturmasına katkı sağlamıştır. Kültürel ve ticari ilişkilere olanak sağlayan yolları, bölgeler arası iletişimi güçlendirmiştir. Hem komşu uygarlıkların yerel halklarıyla hem de bölgeye göç eden Dor kökenli Yunan halkları ile ilişkileri, Geç Tunç ve Erken Demir Çağı’ında, Karialı kimliğinin oluşmasında büyük etkisi olmuştur.

Bu yazı toplam 1382 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
ARKEOLOG SUDE BAYRAKTAROĞLU Arşivi
SON YAZILAR