Bu yapı Bodrum’u temsil etmiyor.
Bu yapı Bodrum’un geleceğini değil, çöküşünü gösteriyor.
Bodrum’un mimarisine, siluetine, topografyasına, doğasına tamamen aykırı.
Ne şehir planlaması var ortada,
ne estetik,
ne mantık,
ne de vicdan.
Bir zamanlar mandalina kokan tepeler, şimdi bu ucube betonla nefes alamaz hâlde.
Ve en acısı, sorumlu makamlardan tek bir net yanıt yok.
“Bu Yapıya Nasıl Ruhsat Verildi?” Sorusu Bu Dönemin En Utandırıcı Sorusu
Her şeyin ortada olduğu bir ülkede en gizli kalan şey ne biliyor musunuz?
Sorumluluk.
Kim imzaladı?
Kim göz yumdu?
Kim kontrol etmedi?
Kim denetlemedi?
Bu soruların hepsi havada asılı duruyor.
Ama şu gerçek çivi gibi ortada duruyor:
Bu binaya ruhsat veren anlayış Bodrum’u sevmiyor.
Bodrum’un geleceğini düşünmüyor.
Bodrum’un kimliğini umursamıyor.
İnsan Bu Manzarayı Görünce Bodrum’a Olan İnancını Kaybediyor
Bir toprak parçası düşünün…
Binlerce yıldır doğayla iç içe yaşamış bir kültürün taşıyıcısı.
Üzerinde mandalina bahçeleri büyümüş, süngerci tekneleri geçmiş, begonvillerle süslenmiş.
Ve şimdi o toprak, böylesine hoyrat bir beton saldırısına teslim edilmiş.
Bu fotoğraf Bodrum’a iyilik yapmıyor.
Bu fotoğraf Bodrum’u öldürüyor.
Kimse “biz izin vermedik” diyemez.
Çünkü bu beton oraya kendi yürüyerek çıkmadı!
Bu Yapı Bir Binadan Fazlasıdır — Bodrum’un Çığlığıdır
Bu yapı sadece mimari bir ucube değil.
Bu, Bodrum’un “Yeter artık!” diye attığı çığlıktır.
Artık kimsenin “haberim yoktu” deme lüksü yok.
Bodrum böyle birkaç yıl daha bu saldırılara dayanamaz.
Bugün bu fotoğrafa sessiz kalan,
yarın Bodrum’u haritada bir isim olarak görmeye mahkûm olur.
Bodrum’u seviyorsak, bu fotoğrafı unutmamak zorundayız.

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.