Zübeyda Fellahoğlu

Zübeyda Fellahoğlu

HER DURUMUN RUHU OLMALI

HER DURUMUN RUHU OLMALI

Hayat mücadeleden ibarettir.

Burada sözünü ettiğim nokta, hayatta kalabilmek/varlığını sürdürebilmek için bireylerin, tüzel kişiliklerin, hatta devletlerin varlık mücadelesidir/varlığını sürdürme savaşıdır.

Öncelikle savaş kavramı üzerinde durmak gerekiyor.

Savaş’ın insan tutkularından doğmuş olduğu ifade edilir. Bu düşünceye göre öfke, gurur, kin vb. duygular savaşların kaynağı olarak kabul edilir.

Bazı düşünürlere göre savaş bir tabi ayıklamadır, güçlünün en zayıfları ortadan kaldırmalarına imkan verir.

***      ***      ***

Benim burda değinmek istediğim ve üzerine parmak basacağım nokta, duyguların savaş üzerindeki etkileri.

Sürekli belirttiğim davranışların kökeninde yatan, biyolojik bir varlık olan insanı davranışa/eyleme iten duyguların dozudur.

Duyguların dozunu ayarlayabilmek bu bakımdan önemlidir.

Öfke kontrolü, sevgi kontrolü, gurur duygusunun kontrolü bireysel anlamda akılcı adımlar atmaya yönlendirirken mutlu olmayı da beraberinde getirir.

Görüyoruz çevremizde gençler her dakika birbirlerine aşkım derken, çok basit bir olumsuzluk durumunda tepkileri çok sert.

Özetle öfke kontrolleri yok, bu durumda ya her dakika söyledikleri aşkım ifadesi yalan/sahte, yada özgüven eksikliği var.

Sevmek duygusunun kontrol edilememesi sonucunda bağımlılık ortaya çıkar. Birisine aşırı bağımlı hale gelmek, hem seven kişi için, hem de sevilen kişi için çekilmez bir hal alacaktır.

***      ***      ***

Duyguların savaşlar üzerine etkisi incelendiğinde; gurur, onurlu bir insan olarak varlığını sürdürme duygusunun dozu da kontrol edilemiyorsa her an çatışma çıkartacak türdendir. Birey bu anlamda çok yorulacak, enerjisini kullanmada negatif etki yaratacaktır. Bu durumda varlık mücadelesini kaybetmeye zemin hazırlayan bir durumdur.

***      ***      ***

Tüzel kişiliklerin ki bunlar; Ticaret işletmeler, siyasi partiler, STK’lar vb. varlıklarını sürdürmek için sosyolojik yapı içinde ticari yapı içinde mücadele vermek zorundadır.

Verilecek mücadeleninde dozu oldukça önemli.

Ticari işletme ise; ekonomik sistem içinde zincirin bir halkası olan bir işletmenin sarsılması, zincirin tamamını etkileyecektir. İşletmenin yaşadığı sarsıntının derecesi ne kadar büyükse, ne kadar derinse zincirin diğer halkalarının zararı-sarsıntısı o kadar derin olacaktır. Bir görüşe göre savaş iktisadi olguların sonucudur.

Siyasi parti ise; Toplumsal yapının önemli bir halkası olan siyasi partilerin herhangi birinde yaşanan yada yaşanacak olan negatif durum toplumsal yapıya dalgalar halinde dağılarak toplum huzur ve barışı tehdit altında olacaktır.

Aman dikkat.

Siyasi partilerin içindeki çatışmaların nedeni de aşırı hırs, aşırı gurur, yüksek doz öfke, kin duyguları değil midir?

***      ***      ***

Devletler ise; Devletin güvenliğini, bekasını tehdit eden unsurlara karşı mücadele etmek, vatandaşlarının huzurunu sağlamak, demokratik bir toplumsal yapı oluşturma mücadelesi verirler.

Devletlerin ve siyasal grubların aralarındaki anlaşmazlıkları diplomatik ve barışçı yollarla çözemedikleri zaman başvurdukları kaçınılmaz yol savaştır.

Aslında politikanın başka bir biçimde devamıdır.

Savaş amaç değil, araçtır. Siyasal amacı gerçekleştirmek için başvurulan bir yöntemdir.

Bu yazı toplam 981 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Zübeyda Fellahoğlu Arşivi
SON YAZILAR