Zübeyda Fellahoğlu

Zübeyda Fellahoğlu

Olmak Yada Olmamak

Olmak Yada Olmamak

Bugün havanın yarattığı karamsarlığın yanında siyasi tabloya da baktığımızda gördüğüm manzaranın içimi karartması sonucu To be or not be (Olmak yada Olmamak) felsefesi üzerinden yazmak istedim.

W.Shakspeare’in 1601’de yazdığı (ki oda bu şiiri babasının ölümünden sonra yazdı.) şiir halen günümüz dünyasında önemli bir yer tutuyor.

Şiirinde Shakspeare var olmak yada olmamak durumunu sorguluyor.

Var olmak kimin için var olmak?

Benim için var olması elzem?

Bu sorunun cevabını aramak her yaş için farklı olacağı gibi, kadın için farklı, anne için farklı, baba için farklı, işveren için farklı, siyasetçi için farklı, siyasi partiler için de farklıdır.

Burada çıkaracağımız sonuç zıtlıkların olması bireyin gelişmesinde önemli bir yere sahiptir.

Tıpkı mutsuzluk olmasa mutluluğun kıymetini bilemediğimiz,

Kötüler olmasa iyilerin kıymetini bilemediğimiz gibi.

Seçim sürecinde olduğumuz için “olmak yada olmamak” kavramını siyaset üzerinden kurgulayacağım.

Düşünün bir kere Muğla, eğitim oranı yüksek, refah düzeyi yüksek, Türkiye’nin batıya açılan penceresi olarak kabul edilir.

Ancak siyasi partilerin Muğla Milletvekili aday listelerine bir bakıyorsunuz ki, Muğla’nın bütün bu özellikleri sanki yok sayılmış, genel başkanlar biz bunları uygun gördük demişler gibi.

Kadın seçmen gözüyle bakarsan siyasi partilerin arasında kazanabilecek sırada kadın adayı gösteren parti AK Parti. 7 aday içinde 1 kadın daha var. Yelda Erol Gökcan – Eylem Tan.

İYİ Parti kadın genel başkanı olmasına rağmen 5. Sırada kadın aday gösteriyor. O da Fethiyeli Sn. Nesrin Aştı.

Aday gösterilen kadınlar eğitimli donanımlı.

CHP’de keza kadın aday seçilebilecek sırada göremedik.

Peki kadın adaylar siyasette var olmak çabasını daha nasıl göstermeli.

Kadın adayların varlığı, erkekleri neden bu kadar tehdit eder.

Bir erkek siyasetçinin kendi hemcinsi başka bir adayla bu kadar uğraştığını göremezsiniz.

Siyasetin mantığı bana göre şunu gerektirir.

Bir kere kadın olmadan siyaset yapamazsınız.

Ha ben yaptım oldu diyebilirsiniz ancak eksik olur, yarım olur. 2 milletvekili çıkaracaksanız 1 taneyi zor yakalarsınız.

Listelerde adaylara ulaşma konusunda telefonun ucunda da olsa seçmenin sıkıntı çektiği bir gerçek.

Özellikle CHP’de aday listesini internet ortamında bulman mümkün değil. Listede netlik yok.

Dr. Kerim Cangır, 21 Mayısta teslim edilen aday listesinde varken şimdi onun yerine bir başka ismin geldiği söylentileri dolaşıyor.

Bir Allahın kulu çıkıp açıklama yapmıyor. Bu ne demek? Seçmeni ciddiye almıyorum, ben bildiğimi yaparım, sizde tıpış tıpış oy verirsiniz demek.

Seçimlere 28 gün kalmış hala belirsizlik sürüyor.

Seçmenin bilgi alma hakkı yok mu?

Yine İyi Parti’de aday tanıtımı yapılıyor 2. Sıra aday yok.

Seçmen burada da şaşkın.

***

Görev parti teşkilatlarına düşüyor.

Aday adaylığından adaylık listesine giren 7 aday ile birlikte kampanya yürütmek durumunda. Ancak başarıyı böyle yakalayabilirsiniz.

Biz 1-2-3. Sıralardayız diğerleri geri kalan 4 kişiye ihtiyacımız yok havasına girerseniz alacağınız oy, göndereceğiniz milletvekili sayısı da düşecektir.

Katkı sağlamak isteyen her adayın düşünce ve çalışmalarına saygı göstermek teşkilatlar olarak sizleri de zorda bırakmayacaktır.

En iyi sonucu ulaşmak; ortak akılla, ekip ruhuyla mümkünse bu ruhu yaşatmak için önce adayların sonra tüm teşkilatların motivasyonunu yükseltmeniz seçmenin görüş ve önerilerini dikkate almanız, ihtiyaçlarına cevap verebilmeniz gerekiyor.

İşte olmak yada olmamak diyoruz ya siyasi partilerinde var olması, sürdürülebilir politikalar üretilmesi ile ortak aklın hakim olmasıyla mümkün yoksa yok olmaya yada küçülmeye mahkum olursunuz. Listeler kesinleşmeden önce seçmen ne ister sorusuna cevap aramalıydı siyasi partiler.

Böylece Muğla’lı seçmenin beklentilerine cevap verecek listeler ortaya çıkmış olacaktı.

Seçmeni sürükleyecek, coşturacak benimde elimi taşın altına koymam lazım dedirtecek çalışmalar, programlar bekliyoruz. Varlık sergilemek ancak böyle mümkün;

Seçmene

“Olmak yada Olmamak”

“To be or not to be”

Bu yazı toplam 880 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Zübeyda Fellahoğlu Arşivi
SON YAZILAR