Geçtiğimiz günlerde Kenan İMİRZALIOĞLU’NUN sunduğu Kim Milyoner Olmak İster yarışmasında bu olaylar şu şekilde sorulmuştu; 1966 FIFA Dünya Kupası öncesinde çalınan kupayı bulan, İngiltere'de ulusal kahraman ilan edilen, televizyon programlarına çıkan, bir sinema filminde oynayıp sahibini zengin eden Pickles adlı köpek nasıl ölmüştür? Bütün izleyenleri pür dikkat ekranlara kilitleyen bir soru olmuştu. Eminim ki hemen sonrasında da bu olayı bilmeyenler geniş  kapsamlı uzun bir araştırma yapmıştır. Bende istedim ki bu etkili olayı bu yazıma aktarayım. 
Abel Lafleur tarafından tasarlanan lapis lazuli taşlarla, altın kaplamalı gümüşten yapılan kupa 1966’da İngiltere de düzenlenen turnuva öncesinde çalınmıştır. Büyük futbol hırsızlığı kupa, Londra da bir müzayede salonun da sergilenirken güvenlik görevlilerinin öğle yemeğine çıktığı sırada ortadan kaybolmuştur.  Hırsızlıktan yaklaşık bir-iki hafta sonra Pickles isimli köpek ve sahibi gezintiye çıktıkları sırada ısrarla pickles’ın kokladığı ıslak gazete kağıtlarının arasında çıkar. 
Julyemed kupasını gazete kağıtlarına sarılı bir halde çalılıkların içinde bulurlar. İngilizler ev sahibi oldukları turnuvada kupayı pickles sayesinde kaldırabildiler.
 Fakat hırsızların kim olduğu bulunamadı.  Böylece ilk hırsızlık olayı Pickles yardımı ile çözüldü.  Üç kez kazanana daimi olarak verileceği duyurulan Dünya kupası 1970 yılında üç kez kazanan Brezilya kupanın daimi sahibi oluyor. Ancak kupa 1983 yılında bir daha çalınıyor ve bir daha bulunamıyor. 2002 yılında alınan kararla orijinal kupa sadece serumunun bir bölümünde kullanılıyor ve daha sonrasında kopya kupa ile devam ediliyor.
Bu olaydan sonra Pickles ‘’Soğuk Burunlu Ajan’’ dizisin de oynayarak ününü yeterince artırıyor. Sahibine 170.000 sterlinin üzerinde birçok ödül kazandırdı.
 Kısa bir süre sonra Pickles bir kedi kovalarken tasmasının boynuna dolanması sonucunda hayatını kaybediyor.  İngiilizlerin kahramanı olan İskoç çoban köpeği pickles’ın tasması halen Manchestar’daki Ulusal Futbol Müzesinde sergileniyor. Simon Kuper ise bu olayı şöyle yorumluyor, "hem bir sanat eseri hem de çok büyük tarihi önemi olan bir nesne" idi.